Doğa ve Kirlilik Gönderileri
Doğa ve Kirlilik kitaplarını, Doğa ve Kirlilik sözleri ve alıntılarını, Doğa ve Kirlilik yazarlarını, Doğa ve Kirlilik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Bu Ay Okuduklarım 1
Sınavlar ve bayramdan dolayı çok okuyamadım 🥲 Tek tesellim harika bir seri okumuş olmak 😍 Ben bu bahar İnce Memed okudum 💜
Her İnsan Yalnızdır 
İnce Memed 3 
İnce Memed 4 
Zacharius Usta 
Neden Çocuk Kitapları Okumalıyız 
Mutluluk ve Mutsuzluk 
Doğa ve Kirlilik 📚
Doğayla birlikte uygarlaşmak
İnsan da diğerleri gibi, yani hayvanlar, bitkiler ve
bütün canlı varlıklar gibi, doğanın sakinlerinden
biriydi.
İnsanların yaşamı zordu, hayatta kalmak için savaşıyorlardı; doğadan, onun fırtınalarından, gecelerinden, kuraklıklarından ve depremlerinden korkuyorlardı.
Derken insan, zekâsı sayesinde hayatını kolaylaştıran binlerce şey icat etti. Doğayı, yabani bir hayvanı evcilleştirdiğimiz gibi uysallaştırdı.
Ama uygarlığı inşa ederken, kendini gitgide
bütün diğer canlılardan üstün hissetmeye başladı. Böyle olunca da doğaya, istediği gibi kullanacağı dev bir depo gibi davranır oldu. Eline ne geçerse geçsin her şeyi atabileceği devasa bir çöplük, her şekilde kullanabileceği bir nesne gibi.
İnsan; doğadaki varlıklardan, yaşamları birbirlerine bağlı canlılardan yalnızca biri olduğunu unuttu.
Biz insanlar, bu dünyada yaşamaya devam
etmek için, uygarlığımızı doğanın döngüleriyle
bağdaştırmalıyız. Bunun vahşi doğaya dönmekle hiçbir ilgisi yok! Gitgide daha da iyi yaşamak için, uygar kalmayı ve doğayla birlikte uygarlaşmayı -yani ona karşı saygılı, sorumlu ve dikkatli olmayı başarabilmeliyiz.
Sayfa 38 - Günışığı Kitaplığı
Sağlığımıza çok yararlı haplarla beslenebilirdik.
Tıpkı hapishane-fabrikalarda tatsız tavuklar
üretebileceğimiz gibi. Lezzetsiz çilekleri, lamba ışığı altında içlerine su pompalayarak irileştirebiliriz. Uzmanlar çeşitli testler yapıp bütün bunların sağlığa zararlı olmadığını kanıtlayabilirler. Bu da kuşkusuz doğru olur. Tıpkı gri betondan dev binaların kirlilik yaratmadığı, gürültünün hiçbir şeyi pisletmediği, kötü kokuların hiç kimseyi öldürmediği gerçeği gibi.
Ama insanlar sağlıklı tutulması gereken bedenlerden ibaret değildir. Sağlıktan başka şeyler de vardır: Zevk, oyun, hoşluk, güzellik...
Tatsız yiyecekler yemek, gökyüzünü görememek, suyun akışını ya da kuşların ötüşünü duyamamak, çiçeklerin kokusunu alamamak, bütün bunlar kirliliktir. Doğanın kirlenmesi değil, insan hayatının kirlenmesi!
Sayfa 37 - Günışığı Kitaplığı
Kim koca reklam panolarıyla dolu bir dağa tırmanmak ister? Oysa afişler, ne havayı ne suyu ne de çiçekleri kirletiyor; hayvanlara da saldırmıyor. Ama başka bir şeyi kirletiyorlar: Güzel manzaralarda dolaşırken hissettiğimiz güzel duyguları.
Hiç atık bırakmayan, hiç ses çıkamıayan arabalar icat etsek bile, bugünkünden daha çok araba görmeyi kim ister? Ya da ormanlarda, plaj boylarında dev park alanları görmeyi?
Sayfa 35 - Günışığı Kitaplığı
Ama çıplakayak kumda yürümekle döşeme üstünde yürümek arasındaki farkı hissedebiliyoruz!
Kar üstünde kaymanın, gece yıldızları seyretmenin, kendini dalgalara bırakmanın, meyve toplamanın, ağaçlara tırmanmanın zevkini de. Doğaya dokunmanın, onu görmenin, hissetmenin keyfini de. Hatta, doğayla konuşmanın keyfini!
Doğa insana duygular ve mutluluklar verir, insanda hisler uyandırır; tıpkı sevdiğimiz birinin bize gülmesi, bizi okşaması, öpmesi gibi.
İnsanın doğayla bu samimiyetini bozan her şey kirliliktir.
Sayfa 33 - Günışığı Kitaplığı
Yetkililer, insanlara görüşlerini sorarlar. Peki ama, en önemli şeyler hakkında fikrimiz sorulur mu?
Doğanın, yeryüzünün, canlıların geleceğine karar vermek, aynı zamanda bir demokrasi sorunudur. Üstelik en önemlilerinden biridir.
Sayfa 30 - Günışığı Kitaplığı
Riskleri iyice anladıktan sonra da, onları göze alıp almayacağımıza karar vermemiz gerekir.
Peki, buna kim karar verir? Araştırmacılar, bilim
insanları ya da siyasetçiler mi? Hayır. Yeryüzünde yaşayan herkes, yedikleri, içtikleri ve soludukları üzerine düşüncelerini belirtme hakkına sahiptir.
Bize; GDO’lar yemek isteyip istemediğimiz,
nükleer santrallerden gelen elektriği kabul edip
etmeyeceğimiz, ulaşımımızı bisikletle mi arabayla mı sağlayacağımız türünden seçimlerimizi sormak da, siyasi yöneticilerin görevidir.
Sayfa 28 - Günışığı Kitaplığı
Bilme hakkı …
“Her şeyden vazgeçiyoruz, bunlar tehlikeli,” demek olanaksız. Önemli olan, riskleri anlamak, onları tartmak ve başkalarından saklamamak.
Bizi bilgilendirmek siyasi yöneticilerin görevi: Çiftçilerin GDO’lar ekip ekmediklerini, ineklerin domuz ve tavuk ölülerini yiyip yemediklerini bilmemiz gerek. Havada ne olduğunu, kimyasal fabrikalarda ne olduğunu, Çernobil bulutlarının ülkemiz üzerinde dolaşıp dolaşmadığını bilmeliyiz...
Sayfa 27 - Günışığı Kitaplığı
Bitkilerin genleriyle oynuyoruz. -Plastik üreten bitkiler yaratmak için. Mısırların genleriyle oynuyorcrz. -Büyürken böceklerin onları yemesini engelleyecek bir zehir üretsinler diye.
Bu, büyü değil! Gelecekte böyle bitkiler üretilecek, hatta böyle mısırlar bugün bile var. Genlerini değiştirdiğimiz için, onlara “genetiği değiştirilmiş organizma”, yani kısaca “GDO”lar diyoruz. Harika gelişmeler yaşanacak! İnsan; hayat kurtarmak, hastalıkları, gelişim bozukluklarını, sakatlıkları önlemek için genleri değiştirecek. Hatta bazıları, GDO’ların tarımı iyileştirerek dünyadaki açlık sorununu çözeceğini ileri sürüyor.
Ama, plastik üreten bitkileri yediklerinde böceklere, bu böcekler insanları soktuğunda insanlara ne olacak? Peki, ya hayvanlar veya insanlar böcek öldürücü mısırlardan yediklerinde..?
Belki hiçbir şey olmayacak. Ama yine de dikkat
etmeliyiz. İneklere, “deli dana” hastalığına yakalanmalarına yol açan hayvansal unlardan yedirdiğimizde de bir şey olmayacağına inanıyorduk. Ama oldu. Sonuç: İnsan için ölümcül bir hastalık.
Sayfa 26 - Günışığı Kitaplığı
Her canlının genleri vardır. Örneğin, küçük bezelye tanesinin renginin, şeklinin, tadının sorumlusu genleridir.
İnsanların son inanılmaz buluşu, öngörüleni değiştirmek, farklı sonuçlar elde etmek için canlıların genleriyle oynamaktır.
Sayfa 25 - Günışığı Kitaplığı