Doğa ve Yaşam

Alfred N. Whitehead

Doğa ve Yaşam Quotes

You can find Doğa ve Yaşam quotes, Doğa ve Yaşam book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ruhun bireysel varoluşuna özgü tüm duygular, maksatlar ve hazlar, ruhun, kendi varo- luşunun temelinde yatan deneyimlenmiş bu dün- yaya verdiği tepkilerden başka bir şey değildir. Bu yüzden, bir anlamda deneyimlenmiş dünya, ruhun özünü oluşturan çok sayıda faktörün bileşimindeki karmaşık bir faktördür. Bir anlamda dünyanın ruh- ta olduğunu söyleyerek ifade edebiliriz bunu.
Bir dünya­dayız, dünya bizdedir. Dolaysız hâlimiz, ruhu biçim­lendiren hâller toplumunda ve ruhumuz da mevcut hâlimizdedir. Beden bizimdir ve biz bedenimizdeki bir faaliyetiz. Muğlâk ama zorunlu olan bu gözlem olgusu, dünyanın bağlantısallığının ve onun düzen türlerinin intikalinin temelidir.
Sayfa 66 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Reklam
Katı bilimsel sınıflamalar bilimsel yöntem için elzem, ancak felsefe için tehlikelidir.
Her madde zerresi belirli ve sınırlı bir bölgeyi işgal eder. Bu türden her madde zerresinin -şekli, hareketi, kütlesi, rengi, kokusu gibi- kendi özel nitelik- leri vardır. Bu niteliklerin bazıları değişir, bazıları ise süreğendir. Madde zerreleri arasındaki aslî ilişkiler tamamen mekânsaldır.
Şimdi bir ilk yaklaşım olarak yaşam mefhumu, öz-hazzın belli bir mutlaklığını ifade eder. Bunun anlamı, Doğanın fiziksel süreci tarafından ilişkili olarak takdim edilen çok sayıda verinin, varoluşun birliği içerisindeki karmaşık bir sahiplenme süreci demek olan belli bir dolaysız bireyselliğe karşılık gelmesidir. Yaşamsa mutlak olanı, bu sahiplenme sürecinden doğan bireysel öz-hazzı imler.
Şüphesiz bizim bilinçli deneyimimizdeki en be- lirgin gözlem türü duyu-algılarıdır. Görme, işitme, tatma, koklama ve dokunma, duyular aracılığıyla gerçekleştirdiğimiz temel algı biçimlerimizin kaba- taslak bir listesini oluşturur. Fakat nadiren belirgin- lik kazanan öğeleri olan bir hissin zeminini oluştu- ran, muğlâk bedensel hislerin belirsiz bir kümesi de mevcuttur.
Reklam
Benim savunduğum öğreti şudur: Fiziksel Doğa ile yaşamı, karşılıklı bağlantılar ve bireysel özellik- leriyle evreni oluşturan “gerçek manada gerçek” şeylerin kompozisyonundaki özsel faktörler olarak birleştirmediğimiz sürece, ne fiziksel Doğa ne de ya- şam anlaşılabilir.
Yaşamın Doğadaki konumu, felsefenin ve bili- min daimi bir problemidir. Aslında hümanist, na- türalist ve felsefî sistematik düşüncenin bütün gerilimlerinin merkezî kavuşma noktasıdır. Yaşamın asıl anlamı belirsizdir. Onu anladığımız vakit onun dünyadaki konumunu da anlayacağız. Fakat onun özü ve konumu da aynı şekilde kafa karıştırıcıdır.
Felsefe merakın ürünüdür. Etrafımızdaki dün- yanın genel belirleniminin peşindeki çaba insan düşüncesinin romansıdır. Doğru yargı son derece kolay ve aşikâr görünür ama yine de elimizden daima kaçıp gider.
Bilim Doğada hiçbir bireysel haz bulamaz; bi- lim Doğada hiçbir amaç bulamaz; bilim Doğada hiçbir yaratıcılık bulamaz; sadece intikalin kuralla- rını bulabilir. Bu olumsuzlamalar doğabilimi için geçerlidir. Onun metodolojisine özgüdürler. Fizik biliminin bu körlüğünün sebebi, bu tür bilimlerin, insan deneyiminin sağladığı kanıtın sadece yarısıyla meşgul olması gerçeğinde yatar. Muntazam bir kür- kü böler; metaforu daha sevimli hâle dönüştürerek söylersek, yüzeydeki kürkü inceler, temeldeki bede- ni es geçerler.
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.