Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Doğru Yolun Sapık Kolları

Necip Fazıl Kısakürek

Doğru Yolun Sapık Kolları Sözleri ve Alıntıları

Doğru Yolun Sapık Kolları sözleri ve alıntılarını, Doğru Yolun Sapık Kolları kitap alıntılarını, Doğru Yolun Sapık Kolları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sahabi diyor ki: - O'nu dinlerken öyle olurduk ki, âdeta başımızın üstün de kirpiğimizi kımıldatsak uçup gidecek, ışıktan bir kuş varmış gibi mıhlanır kalırdık.
Sayfa 8 - Doğru YolKitabı okudu
Reklam
Sokrates'in Yunan Mahkemesinde dediği gibi: - «Şimdi ben ölmeye gidiyorum; sizse yaşamak sandığınız hayata... Ama hangimiz gerçek hayata gidiyor, bunu Allah bilir.»
Büyük bir din âlimi Sahabiyi şöyle anlattı: «-Velinin ve sonraki ümmetin en büyüğü, Sahabinin en küçüğünün bindiği atın burnundaki toz zerresinden daha aşağı derecededir.» Bu ölçü, Sahabinin şahsına göre değil, bizzat görmüş ve bağlanmış olduğu NUR'a izafetledir ve o NUR sahabinin şahsını da masun kılmaktadır. Bu hadisi bilen bazı Muaviye düşmanları, onun Sahabiliğini inkâra kadar varmışlar ve gün ışığını reddetmek için başlarına birer kara çuval geçirmekten başka çare bulamamışlardır. Son ve kat'i hüküm şudur ki, Hazret-i Ali ve Muaviye meselesi, iki Sahabi arasında içtihat farkından başka bir mahiyet arzetmez; ve Hazret-i Ali'yi «mutlaka haklı!», Hazret-i Muaviye'yi ise «haksız değil!» tarzında, küçük bir farkla ifade etmekten ileriye varamaz.
<<Allah bana yeter; o ne güzel vekildir!...>> Başka sözüm yok!...
Reklam
Yemen kadısının fetvası... -Vehhabilik küfürdür! Abdülaziz oğlu Suud'un ise bu fetvâya cevabı, Medine'deki bütün Sahabî mezarlarını yerle bir etmek ve toprak üstünden silmek oldu. Bugün de aynı vaziyette olarak en büyük Sahabilerin yattığı Bakiy mezarlığı, yıkıntıları bile düzleştirilmemiş bir yangın yerine döndürüldü. Herhalde tepeden inme İlâhî bir hıfz eseri olarak Allah Resulünün mukaddes Ravzasına dokunamadılar; toprak altından bir tünel açıp bu işi yapmayı düşündüler, fakat yapamadılar. Gaye şu: Ölülere tevessül edilemez!!! Yani ölüden bir imdat beklenemez!! Ve yani, ruhaniyet diye bir varlık kabul olunamaz!..
Sayfa 123Kitabı okudu
KANA BOYANAN AK SAKAL / Hz. Osman...
O gün Hazret-i Osman oruçlu... Odasında Kur'ân okuyor. Bizzat, itina ve ihtiramların en titiziyle cemettiği, yekpâreleştirdiği ve müminlerin sadık ellerine teslim ettiği Kur'ân... Yanında da, vefalı zevcesi Nâile... Dışarıda ok yağmuru fırtına hâlinde... Kapıdaki koruyuculardan Hazret-i Hasan ve İbn-i Talha, atılan oklardan yaralı...
Vehhabilik, İbn-i Teymiyye bahsinde kullandığımız tabirle, bir nevi İslâm materyalizmasıdır ve materyalizmanın son durağı Allah'ı tanımamak olduğu halde bunlar tanıdıkları ve en doğru tanımanın kendi mezheplerinde olduğu iddiasındadır. Ruha, ruhaniyete, onun ölüm sonrası devam ve tasarrufuna inanmaksızın Allah'a nasıl inanılabilir, veya Allah'a inanıp da ruh nasıl inkâr edilebilir? Hem göze inan, hem de onun gördüğüne inanma, olur mu?. Sorarsanız «inanıyoruz!» diyeceklerdir. Fakat zoraki bir inanıştan sonra gizli bir inkâr içinde o inanıştan kurtulmaya çabaladıklarını teslim etmeyeceklerdir. İnsanı, öldükten sonra sıfıra ulaşmış kabul edenler, bütün iz ve işaretlerini yeryüzünden silenler ve Allah Resulünü ziyareti bile günah sayıcı bir anlayıştan gelenler, hangi tevil yoluna saparlarsa sapsınlar, öteleri, ötelerin hikmetlerini kabul etmemek mevkiindedirler.
Sayfa 125 - VehhâbilikKitabı okudu
Sahabi, O'nun, kâinatın o yüzden var olduğu insanlık tâcının aynasıdır; ve o aynaya kondurulacak en küçük leke, hayale değil asli zata sirayet etmek gibi en azîm tehlikeyi yaşatır. Dini doğrudan doğruya Peygamber elinden alan ve onun örneklik temsil kadrosunu şekillendiren, Resulden sonraki ve Resule bağlı mübarekler çevresinin, "Sahabi" sıfatını muhafaza edici hiçbir ferdine dil uzatma hakkı hiçbir fertte mevcut değildir; ve bu ölçü, doğru yolun biricik yaftası »Sünnet ve Cemaat Ehli»nin başlıca şiârıdır. Peygamber buyruğu: »-Ben her günaha şefaat ederim; ille Sahabilerime dil uzatana etmem!»
Reklam
Bütün sapık kollar bugüne dek İslâm'ı gücünden düşürmek yolunu tuttu; fakat o gücünden düşmedi ve en yanlış tatbikata rağmen, yer kabuğunun altındaki ateş gibi mücerret kuvvetini korudu... Bu toprağı sondalayacak ve deşecek olan kahramandır ki, işletici kuvvet olarak insanlığın ne beklediğini gösterecek ve Allah ile Resulünün mukaddes isimlerini güneşle ay arası mahyalaştıracaktır.
Sayfa 168Kitabı okudu
Abdülhamid; (Volter)in Resuller Resulüne ait piyesinin Fransa'da sahneye konulacağı haberi üzerine elçisini memur edip, bunun harp sebebi olacağını ve mutlaka temsile mâni olmalarını isteyen ve istediğini kabul ettiren sultan... Abdülhamid; masonluğun küfür olduğuna dair fetva çıkartmak cesaretini gösteren hâkan... Abdülhamid; biraz sonra da
Sayfa 151 - ABDÜLHAMÎDKitabı okudu
Bazı yarım müslümanların dil uzatmaktan utanmadıkları, büyük dahi ve siyasî Hazret-i Muaviye'nin hem nefsi ve hem de Hazret-i Osman hakkında bir sözü var; "Ne Ebubekir dünyayı istedi, ne de dünya onu... Dünya Ömer'e yöneldi ama, Ömer onu kovdu. Osman'a dünyadan bir parçacık bulaştı. Bizse büsbütün dünyaya bulaştık." Bu hikmti dile getirebilen ve nefsini hesaba çekmeyi beceren; Peygamber kâtibi bir Sahabiye toz kondurmamak sünnet ve cemaat ehline mahsus edeplerin başında gelir.
Sayfa 32 - İkinci Asrın Sonuna KadarKitabı okudu
Ahmed bin Hanbel'i 8 ay hapiste tuttular ve orada vücudunu kırbaçlaya kırbaçlaya onu bir deri bir kemik bıraktılar... İlk kırbaçta sözü: - Rahman ve Rahim Allahın ismiyle... İkincisinde: - Allahtan başka kimsede ne havl (davranış) ne kuvvet!.. Üçüncüsünde: -Kur'ân, Allah'ın mahluk olmayan kelâmı...
Sayfa 90 - KUR'ÂN MAHLUK MUDUR?Kitabı okudu
İmam-ı Malik Hazretlerinin, kendisini çağıran Halifeye «ilim kimsenin ayağına gitmez, ilmin ayağına gelinir!» cevabını vermesi ve Medine'de Allah Resulünün bastığı topraklara ancak ayakkabısız ve yalınayak basabilmesindeki takvâ ve hürmeti...
Sayfa 101Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.