Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Binyılın Muhasebesi

Doğu Batı - Sayı 10

Doğu Batı Düşünce Dergisi
10/10
1 Kişi
2
Okunma
1
Beğeni
365
Görüntülenme
İKİNCİ PERDENİN SONU Bu sayıda binyıllık bir takvimin bazı sayfalarını çeviriyoruz... Başlangıçta binyıl düşüncesi, kronolojik bir özelliği olan, günü günü­ne hesaplanan ve saniyelere itilmiş tarafsız bir zaman sorununu içer­mi­yordu. Takvimlere Hıristiyanî bedenselleşmenin figürleri, Yahudi­likteki kuvvetli Mesih inancının şemaları çizilmişti. Ruhülkudüs, ilahî zamanı içine katarak yürüyordu. Tanrısal bildirişe göre ahir zaman (kut­sal son) geldiğinde inanç­sızlık bertaraf edilecek ve inanç yeniden yeşere­cek, in­sanoğlu sükûneti ve huzuru bulacaktı (Millenarianism). Binler basama­ğı­na geçildiğinde İsa Mesih yeryüzünde dolaşacak ve saadetini esirgemeye­cekti (Kiliazm). Kıyametçi bu kompozisyonun diğer ucunda –kötüler hâ­ne­sinde– asılı kalan şeytanın akı­beti Yeni Ahit’te şöyle tasvir edilir: “Ve gök­ten inmekte olan bir melek gör­düm; elinde cehennemin anahtarı ve bü­yük bir zincir vardı. Ve iblis ve şeytan olan ejderi, eski yılanı, tuttu; ve onu binyıl müddetle bağladı ve binyıl ta­mam oluncaya kadar artık mil­letleri saptırmasın diye kendisini cehenneme atıp onu ka­padı ve onun üze­rine mühürledi...” (Vahiy, Bap 20: 1-3). Binyıl (Millenium) bir mutluluk tablosu... Kadim doğruları yaşamak ve yaşatmak, olup biten düzensizliklerin üstesinden gelmek, ahlâksal güç­süz­lüklerden sıyrılmak ve bütün erdemleri Tanrısal kayranın kucağın­da bir­leş­tirmek, binyılcılığın vaat ettiği bir altın çağdır. Altın Çağ’a, günleri art arda ekleyerek ulaşabilir miyiz? Hayır. Böylesi bir geli­şim/değişme apo­kaliptik literatürde soysuzlaşma olarak kabul edilir. Za­manın yüzey­deki kıpırdanışları döngüseldir, tekâmül düşüncesi geçmişte, ilk kaynak­larda aranmalıdır. Dola­yısıyla binyılcılık insanın tarih karşısın­da resmi ge­çit şeklinde ilerlemesi değil arındırılmış ruhun Tanrı’ya geri dönü­şüdür. Binyılcı anlam dünyası sistematik olmayan teolojik bir tarih felsefesi­ni de doğurmuştur. Seçilmiş halkın tarihini yazmak, efendilik dürtüsü, ke­hânetler, ütopyalar, çeşitli senaryolar bu süreci hızlandırmıştır. İyilerle kö­tülerin mü­cadelesi, Davut ile Golyat’ın savaşı, tüm insanlık için kur­tuluş emri, mutlu­luk teorilerinin esin kaynağıdır. Kıyametin kopması ile devrimlerin patlak vermesi kuşkusuz aynı tarihsel gerçekliği paylaşmaz­lar, fakat bu tür işaret sistemlerinin bir insicam içinde aktığını birbirlerin­den beslendiklerini görü­yoruz. “Kıyametçi”nin radikal eskatolojik gön­dermeleri ile “devrimci”nin dünyaya ilişkin sert tasarımları iki keskin kı­lıç gibi uçları birleşir. Şimdilerde binyıl kıyametçi, ütopik misyonundan uzaklaştı. Zamanın bir metâ hâlinde kullanılması daha uygun görüldü. Binyıl paketleri hazırlan­dı. Altın çağ özlemleri hediyelendirildi. Biz kendi pozisyonumuzu üstlenmeliyiz ve korumalıyız. Yaşadığımız gerçeklik olayları yığmak ve sayıları çoğaltmak suretiyle aşılamaz. Uğrak alanları, bir dönemin bittiği, ağır taş yığınlarının kaldırıldığı, kırılma nok­tala­rına temas etmelidir. Zihniyetlerin değişimini/serüvenini takip etmek önü­müze ışık tutacak bizde gerçek bir seyir tadı bırakacaktır. Her şeyi ku­ru bir akılcılığa teslim etmek külfetlidir. Aksi hâlde insanın sahne­de figü­ran ro­lünde kalması –esasen oyundan, yani tarihten dışlanması– söz ko­nusudur.  
Dergi:
Doğu Batı Düşünce Dergisi
Doğu Batı Düşünce Dergisi
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 49 dk.Sayfa Sayısı: 205Basım Tarihi: Şubat 2000Yayınevi: Doğu Batı Dergileri
ISBN: 9771303724092Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.