Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Araftakiler

Doğu Batı - Sayı 11

Doğu Batı Düşünce Dergisi
10/10
1 Kişi
4
Okunma
Beğeni
446
Görüntülenme
ÂRAFTAKİLER Türk düşünce serüvenini üç bölümde incelemeyi tasarladık: Âraftakiler, Akademidekiler ve Geç Aydınlanmanın Erken Aydınları. İsimlendirme­nin geniş perspektifini göz önünde bu­lundurursak Türk düşüncesini bu üç çalışmada ele alınan kişilerle sınır­landırmak, mutlaklaştırmaya varan bir iddia olur. Seçimimizi belirlerken “Âraftakiler” ve “Akademidekiler” nite­lemesine konu olan sorunun hangi temeller üzerinde yükseltildiği irde­lenmelidir. Türk düşünce tarihi hakkında ansiklopedik bir araştırma, toplumumu­zun entelektüel damarının hangi kaynaklardan beslendiğini gösterecektir. Bu tür çabalar günümüzdeki düşünce hareketlerinin ilk izlerini keşfet­meyi, yeni öneri ve tasarımlar için de tutarlı kalabilmeyi sağlayacaktır. Türk düşünce tarihi kavramından çok “serüven” kavramına yakın duran modernleşme­nin dinamik ve akışkan doğasının, Türk düşüncesinde hangi dönemlerde çatışma yarattığını gösterebilmek de, ansiklopedik bir liste kadar önem kazanıyor. Genel yaklaşım, Türk düşünce tarihini Türk modernleşmesinin aksak­lıklarıyla özetleme geleneğidir. Türk düşünce tarihine inildiğinde geniş bir sentez çalışmasının eksikliği, sağlıklı algılanamamış modernleşmenin sendromuna dayandırılır. Diğer bir nokta, bürokrat-memur diye sıfatlan­dırılan aydın tipinin karşısında başka sınıf, zümre ve değerler sisteminin yer almamasıdır. Aydının kendini yansıtabilecek, konumlandırabilecek bir aynanın karşısında bulunmayışı kıyas imkânını, dolayısıyla düşünsel çatışmayı (sentez çalışmasını) ortadan kaldırmıştır. Aydının zihni flu, ka­fa­sı bulanıktır. Aklında ise hep “dirlik ve düzen niye bozuldu?” so­rusu­nun cevabı yatıyordu. O, ister istemez iktidarın meşruiyetini kendi zihin­sel dünyasından devşirmek ve tüm birikimlerini halka taşımak zo­runday­dı. Aydın-halk kopukluğunun ilk ortaya çıkışı, aydının iştiyakla üstlen­diği “uygarlaştırma görevi” ile başlar. Aydınlanma yaygınlaştırıla­caktı. “U­muma hizmet” edilecekti. Böylelikle “eylem entelektüeli” de­nilen vazifeşinas aydın karakteri ahlâki retoriğiyle dikkati çeker: “İşte bu top­lu­mun reçetesi! Bizim eksiğimiz de burada!” şeklinde methedilen bütüncül yaklaşımlar, romantik bir hassasiyetle örüldüğünde tamamen bir anti-te­ze, merkeziyetçi-otoriter söylemin yabancısı olmadığı kurallar silsile­si­ne dönüşebilmektedir. Âraftakiler tanımlamasıyla bir tereddüdü paylaşıyoruz. Uzun zamandır kolaylıkla çizilen cennet-cehennem (iyi-kötü) tasvirlerinin dışında Türk düşüncesi felsefi, politik ve estetik bağlamını oluşturamadı. Sözde muha­lif-aydın figürleri, esasta iktidarın en imtiyazlı rolüne bürünen kılığıyla Türkiye’de alternatif bir düşünsel ortam yaratamamıştır. 1960’lı yıllardan itibaren âraftakiler böylesi bir arayışın ürünüdür... Denklemin solunda yer alan İdris Küçükömer, Kemal Tahir, Mehmet Ali Aybar, Hikmet Kıvılcımlı siyasal karşı duruşları, aykırı tezleri ve projele­riyle sol ortodoksinin gündemini değiştirmeyi başarabilmişlerdir. Sol düşüncede yeni bir tarih yazımının gerekliliğine inanılmış, şablonculuk terk edilmeye çalışılmıştır. Denklemin sağında yer alan Nurettin Topçu, Erol Güngör ve Peyami Safa homojen ve ahenkli bir toplum özlemini de muhafaza ederek sağ çizginin yeniden inşâ ve reform beklentilerini güç­lendirmişlerdir. Bu isimleri aynı çatıda toplamamızın sebeplerine gelince; mensup ol­duk­ları cemaatlere eleştirileri, kullandıkları yöntemlerin benzerliği, Do­ğu-Batı problemini sürekli gündemde bulundurmaları, nefret ile sevgi ara­­sında tek bir kabın içine sığamamak, eylemci ve polemikçi tavırları, yer­li duyuşları vb. sonraki gelenler tarafından anlaşılamamak, deyim yerin­­deyse onları cennet ile cehennem arasındaki yerde; ârafta beklet­me­mi­ze neden oldu. Ahmet Hamdi Tanpınar, Cemil Meriç, Oğuz Atay ve Ha­san Âli’nin taşıdıkları özgün konumlar için de ayrı bir parantezin ge­rekliliğine işaret edelim. Bu sayıyla, denklemin iki ucundaki isimlerle bir devrin nasıl dü­şün­düğünü, âraftakilerin nerede birleşip nerede koptuklarını, merkezle mesa­felerini ve Türk düşünce serüveninde çizdikleri paradoksların ustalı­ğını tanımaya çalışacağız.  
Dergi:
Doğu Batı Düşünce Dergisi
Doğu Batı Düşünce Dergisi
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 59 dk.Sayfa Sayısı: 211Basım Tarihi: Mayıs 2000Yayınevi: Doğu Batı Dergileri
ISBN: 9771303724108Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.