ETİK
Mekone’deki ziyafet esnasında etlerin “iyi” parçalarını kendine ayıran ve kemik kısımlarını da sofradakilere dağıtan Promethe’nin yüzünden insanlar cezalandırılır. İnsanların dostu olarak bilinen Promethe cezaya isyan eder, hepimiz için sözde bir sürü zahmete katlanır. Oysa mahvımıza sebep olan belki de Promethe’nin açgözlülüğü ve ahlâkının zaafiyetidir.
Etik, ahlâk üzerinde düşünebilme etkinliğidir. Bu konuda Harald Delius: “Moral (ahlâk) ve etik sözcükleri arasında günlük dildeki çok anlamlılık, geçişlilik ve kaypaklığa rağmen, her iki sözcüğü birbirinden ayırmak konusunda yine de bir ölçütümüz vardır. Ahlâk (moral)’ın olgusal ve tarihsel olarak yaşanan bir şey olmasına karşılık, etik, bu olguya yönelen felsefe disiplininin adıdır. Bu nedenle, günlük dilde alışkanlıkla bir “ahlâksal problem”den söz edildiğinde, aslında bunu “etik’e ait bir problem”, bir “etik problemi” olarak anlamak gerekir. Ama etimolojik açıdan baktığımızda, her iki sözcük de “töre”, “gelenek”, “alışkanlık”, vb. anlamlarına sahiptir. Bu nedenle, örneğin N. Hartmann, “morallerin (ahlâkların) çokluğuna karşılık etiğin tekliği”nden söz eder. Bununla kastedilen şey, bir felsefe disiplini olarak etiğin tekliğidir ve böyle bir disiplin olarak etiğin görevi, herhangi türde bir “moral” (ahlâk) geliştirmek ve bu morale (ahlâka) uyulmasını öğütlemek değil; tersine ahlâksal (moralisch) bağıntıların niteliği üzerine bir genel görüş elde etmektir.”*
İyi ve kötü hakkındaki inancımızı epistemolojik olarak temellendirme çabası etiğin en önemli sorunudur. Bu rasyonel temellendirme çabası bizi iyi ve kötünün ne olduğu sorusuna götürüyor? İyi ve kötü nedir ki? İnsan, Promethe ile düzene karşı isyan edebileceği gibi Promethe’nin düzenine de isyan edebilir. Burada hangi davranışı sergileyeceğiz? “Doğru eylem” nedir? İnsanın iradesi dışında gelişen zorunlu eylemleri ve kendi iradesini kullanarak gerçekleştirdiği özgür eylemleri arasında tercih edebileceği “eylem” hangisidir? Bu tür farklı değer hükümleri ilişkisi içerisinde seçimimiz evrensel bir ahlâk yasası olabilir mi? Nesnel gerçekliğe dayanmayan ahlâkî yargıları bir yasaya uyarlamak olanaklı mıdır? Kısaca, etik başlıklı bu sayı, ahlâkî tutumlarımızın kaynağı, farklılığı ve değeri üzerinedir. Bu çalışma, insanın varolmasıyla birlikte tanıştığı ilk soruna, yani “ahlâkî” kaygısına ithafen hazırlanmıştır.
* Delius, Harald, Günümüzde Felsefe Disiplinleri, (Çev. Doğan Özlem) Ankara, 1997. İnkılâp Yay. s. 336.