Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Marjinal Sohbetler 2: "Entelektüeller ve Aykırılıkları"

Doğu Batı Sayı - 66

Doğu Batı Düşünce Dergisi

Öne Çıkan Doğu Batı Sayı - 66 Gönderileri

Öne Çıkan Doğu Batı Sayı - 66 kitaplarını, öne çıkan Doğu Batı Sayı - 66 sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Doğu Batı Sayı - 66 yazarlarını, öne çıkan Doğu Batı Sayı - 66 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ölüm, sevinç, aşk, hüzün, melankoli, umut, kaygı dostluk farklı kavramların bekçiliğinde biri birinden habersiz alanlara tutsak edilir. Her öğe belli bir tekniğin araştırma nesnesine dönüşür. Her teknik ise bir bilgi felcine yol açar. Bilgiyle uyuşur insan. Klinik bir mathesis’e dönüşür: Ruh için tanılar, gövde için tanılar.
la mort de danton
Sevgili bedenim, burnumu tıkayıp, dans ettikten sonra terleyip kokan genç bir kadın olduğunu hayal ederek sana güzel şeyler söylemek isti­yorum. Seninle iyi vakit geçirdik. Yarın kırık bir keman olacaksın ve melodimiz duyulmaz olacak. Yarın boş bir şişe olacaksın, şarap içil­miş, ama beni sarhoş etmemiş olacak, ayık kafayla yatağa gideceğim. Hâlâ sarhoş olabilecek insanlara ne mutlu... Ama başka türlü ölmek is­terdim, hiç acı çekmeden, düşen bir yıldız, kendi kendine ölüm öpücü­ğünü vererek alçalan bir ses, dalgaların parıltısına dalan bir ışık hüzmesi gibi. Gecede ışıldayan gözyaşlarına benziyor yıldızlar; o gözyaşlarını döken ne büyük bir acı çekmiş olmalı.
Reklam
Merleau-Ponty’ye göre “za­man uzaydan bağımsız düşünülemez, öyle ki uzay olmadan şimdi kavranamaz. Şimdi sadece bilince değil uzaya da özgüdür”. Bunun mümkün olabilmesi için şimdinin aşkınlığını göz önüne almak gerekir. Zaman ve uzay şimdinin aşkınlığında iletişime geçer zira o saf farklılaşma olarak hem zaman-öncesi hem de uzay-öncesidir. Şimdi uzaysallaşma ve zaman- sallaşma hareketlerinin eşzamanlı toplanışıdır ve şimdinin aşkınlığı şeyi ilksel bir uzaysallıkta yani derinlikte açar. Şimdi namevcudiyetle örülü­dür ve geçmişi sarıp sarmalar. Böylece her nokta eşzamanlılığın derinli­ğinde yakalanır.
Açıktır ki, eğer dünya beli­ren ise, kendisini gösterdiği bilinç, temsillere sahip bir töz olarak var ola­maz; aksine dünyanın belirmesine veya örtüsünün kalkmasına, dolayısıy­la dünyayla olan ilişkisine dayanır. Dünyanın, belirmesinde tükendiği gi­bi, bilinç de görünür kılmasında tükenir zira bilinç, ayrı tutulamayacağı dünyaya, fenomenliğe bağlıdır. İşte yönelimsellik kavramının ifade ettiği bilincin bu özelliğidir.
Düşünce düşündüğü için eylemleşir. Düşünmek varlıkla insa­nın özü arasındaki ilişkiyi kurmaktır. Eyleme dönüşen, bir şeyi özünde kucaklamaktır. Onu olanaklı kılmak, dahası sevmektir. Olanaklı kılmak sevmenin ta kendisidir. Sevmek bir şeyi gözetmektir. Gözetmek bir şeyin kendi telos’u (sınırları) içinde kendi olmayı gerçekleştirmesidir.
Fenomenolojinin ve kozmolojinin birleştiği noktada Patocka şunu ifade eder: varoluş harekettir ve bu hare­ket ile dünyaya kaydolur.
Reklam
Her şeyin yerli yerine otura­cağı anları beklemenin edilgenliğinde düşünceye asla yer olmayacaktır. Düşüncenin düşünce olarak ortaya çıkma olanağı eylemle ilişkilidir.
214 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Aytaç Yıldız Kemalizm: Türkiye'de Resmî İdeolojinin Kavramsal Tarihi (1919-1939) Bir kavramın tarihi üzerinde güzel bir makale. geçmişi etkilemiş ve günümüzde etkisi devam eden ideoloji hakkında bilgi sahibi olmak adında okunmalı.
Doğu Batı Sayı - 66
Doğu Batı Sayı - 66Doğu Batı Düşünce Dergisi · Doğu Batı Dergileri Yayınları · 20135 okunma
Georg Büchner, 1789 Fransız Devrimi Tarihi üstüne çalışırken, kendisini tarihin tüyler ürpertici kaderciliği altında ezilmiş his­settiğini yazar. Ona göre tarihte birey dalgalar üstündeki bir köpükten, ta­rihi belirlediği iddia edilen büyük adam salt bir rastlantı ürününden, sözde dehasıyla gerçekleştirdikleri aslında bir kukla oyunundan, bir tunç yasası­na karşı girişilen gülünç bir mücadeleden başka şey değildir. Bunu kavra­mak çok önemlidir. ama ne yazık ki bu sayede onun üstesinden gelmek imkânsızdır.
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.