Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt

Kolektif

Öne Çıkan Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt Gönderileri

Öne Çıkan Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt kitaplarını, öne çıkan Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt yazarlarını, öne çıkan Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
makale notları-16
Yani sanat, sanat olduğunun sürekli bilincinde olmuş, asla dinin yerini almaya veya onun karşısına bir muhalefet unsuru gibi dikilmeye yeltenmemiştir. Kaldı ki, İslam'da dini-dünyevi ayrımının bulunmaması onun ayırt edici bir özelliğidir. Bu bağlamda İslam estetiğini metafizikle ilgisini asla kesmeyen bir estetik olarak görmek
makale noKitabı okudu
makale notları-10
Hikmeti 'mü'minin yitiği' şeklinde tanımlayan dini anlayışın sonucu olarak bilgelik eseri olan tüm şeyler müslümanlarca sahiplenilmesi gereken yüksek evrensel değerler olarak telakki edilmiştir. Dolayısıyla bir hikmetli söz, fikir veya eylem vahyedilmiş bilginin daha iyi anlaşılmasını mümkün kılıyor, akla yeni bir açılım kazandırıyor ve pratik hayatımız açısından anlam taşıyorsa ifadesini hangi kültür veya medeniyet havzasında bulmuş olursa olsun kaynağına bakılmaksızın sahiplenilmesi öngörülmüştür. Çünkü hikmet zaten Müslümanın kaybettiği öz malıdır ve yeniden sahiplenmesi dini bir değer taşır. Böyle olunca Taocu bir Çinli bilgenin, bir Kızılderili şefinin, bir antik çağ filozofunun, bir ortaçağ metafizikçisinin, ünlü bir Avrupalı mistiğin, genel inanç ve fikir profiline katılmasak bile post modern bir düşünür veya bir modern şairin dile getirdiği bilgelikler, evrensel hikmet hazinesine aittir. Varlık en külli kavram olduğu ve bakış açısı da bu külliliği kolladığı için metafizik de külli bilimdir. Metafizik dışındaki bilimler yine var olanı inceler; ancak bir tür varlığı ve belli bir açıdan ele aldıkları için varlığın bir 'cüz' 'tiyle, bir parçasıyla meşguldürler. Bu yüzden söz konusu bilimlere cüz'i bilimler (İng. Special sciences) denmektedir.
Reklam
makale notları-17
Tarımın esas olduğu ve onu işleten aile yapısı ilişkilerinin merkeze alındığı; dolayısıyla da köylü zihin yapısından kaynaklanan Çin düşüncesi dört belirgin özelliğe sahiptir: "Geriye dönük bir tarih anlayışı, metafiziğin ve mantıksal düşünce biçiminin yokluğu ve ahlak üzerindeki aşırı vurgu. Aşağıda klasik Çin düşünce okullarına tek tek
makale notları-14
Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin Sünnet'i İslam Dini'nin iki temel kaynağını teşkil eder. Delilini bu iki kaynaktan almayan her düşünce ve tavır, hareket ve davranış, tartışmaya, kabul veya redde açıktır. Kaynağını Kur'an ve Sünnet'ten alan konular bilimsel olarak müzakere ve münakaşa edilebilir, değişik yorumlar ortaya konulabilir, uygulama ile
makale notları-6
Mevlana, tarih boyunca Türk insanının zihniyetini ve ufkunu inşa eden, onu akıl ve gönül iksiriyle yoğurarak dönüştüren en önemli şahsiyetlerden birisidir. Bu yolun saliklerine kazandırdığı ve bizim Mevlevi nezaketi ve çelebi tavrı dediğimiz bakış açısının bir rahmet gibi bu toprakları kuşattığı bir gerçektir. Çelebi tavır, ahlaki ve estetik açıdan tamamlanmışlıktır. Çelebi, işlerinde hüsn-i tedbir sahibidir; bu sebepten de gün içinde hep olumlu cümle kullanmaya özen gösterir. Mamafih sosyal hayat içerisinde insana değer verir ve ona anlayış ve sevgiyle yaklaşır. Çünkü o, varlığı mana ve mazmunuyla idrak etmiştir; gerçek failin farkındadır. Türk irfan hayatı, çelebi tavırdan beslenmiştir. Bir de "agah" tabiri vardır; "agah olmak" şeklinde de kullanılır; uyanık, anlayışlı, sezen, bilen kişi demektir. Mevleviler uyuyan kişiyi ürkütmeden, nezaketle ve nezahetle "Derviş agah ol!" diyerek uyandırırlar. Binaenaleyh "agah kişi" gerçek yolu bilen, daima uyanık ve daima hakikatin peşinde, sezgisi ve ufku açık olacakları sezen çelebidir. Nitekim Mevlana, her seviyeden insanı alır, onu medeniyete, sanata ilim ve irfana uyandırarak kabiliyeti oranında, yüksek anlayış ve idrak seviyesine çıkartır. Bu anlayış ve idrak seviyesinin tezahürü olan çelebi tavır, Türk irfanına yön vermiştir.
makale notları-24
Ölüm, öl kökünden türetilmiştir. Öl, ıslak, yaş anlamına gelir. Bu anlamların her biri su kaynaklıdır; yani su aracılığıyla elde edilmektedir. Ölmek fiilinin etimolojik anlamının su olması, suyun da hayat anlamına gelmesi, ölümün anlamı hayat bulmak şeklinde ifade edilebilir. Dolayısıyla Türkler için ölmek, yeni bir hayata geçmektir. Türk inanç sisteminin önemli özelliklerinden biri, tapınağın olmamasıdır. Tapınağın olmaması, rahipler sınıfının oluşmasını engellemiştir
Reklam
419 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.