Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt

Kolektif

Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt Gönderileri

Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt kitaplarını, Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt sözleri ve alıntılarını, Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt yazarlarını, Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tüketimi artırmak için, durmadan suni ihtiyaçlar üretmenin yanında, değişik pazarlama teknikleriyle insanların gereksiz tüketime ikna edilmeleri zorunludur. Bunun doğal sonucu da, sonu hiçbir zaman gelmeyecek olan bir üretim ve tüketim yarışıdır. Bu yarış, çok yüksek bir dağdan yuvarlanan çığ gibi giderek büyüyor. Ovaya ulaştığında neyi nasıl yok edecek, kimsenin tahmin etmesi mümkün değildir. Çığ yuvarlanmaya devam ediyor, savaşlar, Chernobyl, Challenger ve Titanic bu çığdan ayrılan parçaların yol açtığı büyük kazalardır.
Medeniyetlerin ben-idraki
“ Dünya sadece çok boyutlu bilgi kaynaklarının uyumu yoluyla anlaşılabilir, bilgi tek bir kaynağa icra edilemez. ”
Reklam
1230 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni - Cilt 1
Muhteşem bir ansiklopedi. Emek mahsulü bir çalışma. Bu cilt, düşünce tarihinin ilk cildi. Antik uygarlıkların felsefe tarihini anlatıyor. İlk altı yüz sayfada; inanç, akıl, kültür, Doğu-Batı, İslam felsefesi, modernite, ekonomi, İslam sanatı gibi alanlarda çeşitli makaleler var. Bu makaleler, düşünce tarihine geçmeden önce, bir ön-bilgi
Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. Cilt
Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni 1. CiltKolektif · Insan Yayınları · 201512 okunma
makale notları-24
Ölüm, öl kökünden türetilmiştir. Öl, ıslak, yaş anlamına gelir. Bu anlamların her biri su kaynaklıdır; yani su aracılığıyla elde edilmektedir. Ölmek fiilinin etimolojik anlamının su olması, suyun da hayat anlamına gelmesi, ölümün anlamı hayat bulmak şeklinde ifade edilebilir. Dolayısıyla Türkler için ölmek, yeni bir hayata geçmektir. Türk inanç sisteminin önemli özelliklerinden biri, tapınağın olmamasıdır. Tapınağın olmaması, rahipler sınıfının oluşmasını engellemiştir
makale notları-23
Tengri (Tanrı) terimi, Hunlarda (M.Ö. 200) ortaya çıkmış, Türkçenin bütün lehçelerinde varlığını sürdürmüş, Türklerin kabullendikleri bütün dinlerde yerini korumuş olması nedeniyle, evren tasavvurunu kavramak için önemli basamaklardan biridir. Tengri (Tanrı), ezeli ve ebedi, ulu, güçlü olarak tasvir edilmiştir. Göğün, yerin ve insanın yaratıcısı, insanın ne kadar yaşayacağını da belirlemektedir. Tanrı'nın yaratıcılığını gösteren en açık örnek, Gök-Türklerdeki gök, yer ve insanın yaratılışına ilişkin inanıştır. Gök-Türk Yazıtlarındaki, "Üstte mavi gök, altta yağız yer yaratıldığında, ikisinin arasında insanoğulları yaratılmıştır. ifadesinde, evrenin iki temel unsuru olan, gök ve yer ile insanın Tanrı tarafından yaratıldığı inancı açıkça görülmektedir. Aynı metinde geçen, "(Ben), Tanrı gibi (ve) Tanrı'dan olmuş Türk Bilge Hakan" ifadesi ise insanın yaratılmışlığının bir başka şekilde ifade edilmesidir. Dönemin inancına göre, evrensel düzen, dünyanın ve toplumun örgütlenmesi, insanların yazgısı Tanrı'ya bağlıdır ve Tanrı ebedidir.Türk inancında, yaratıcı Tanrı fikrinin olduğu açıktır; ancak yaratma işleminin nasıl yapıldığı belirsizdir. Türklerin tek Tanrı fikrine sahip oldukları ve İslam inancındaki Allah tasavvuruna denk geldiği söylenebilir.Eski Türk inancına göre, dünya, su üstünde yüzen, dört köşe bir adadır.
makale notları-22
Netice, Cahiliye, İslam öncesi Arapların yaşadığı dönem için ad olmuştur. Ayrıca, genel anlamda Cahiliye, Allah'ın irade ve hidayetinden uzak bütün çağlar için de kullanılır. Cahiliye toplumunun en açık özellikleri arasında, putperestlik, kabile taassubu, ırkçılık, kabalık, kendini seçkin ve seçilmiş görme, dini alanda helal ve haram kılma yetkisini kendinde görme gibi hususlar sayılabilir. Ayrıca şairlik, kahinlik, sihirbazlık gibi gözde mesleklerin yanında, her türlü sefahatin kol gezdiği, insan haklarının ihlal edildiği, zayıfların ezildiği, özellikle kadınların bir meta haline getirilip cinsiyet ayrımcılığının olabildiğince derinleştiği o devrin bir yaşam biçimidir. Bu, İslam gelinceye kadar devam etmiştir
Reklam
419 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.