Rus hükümeti tarafından beğenilmiyor hatta siyasi bir roman olmadığı için yararsız bulunup, bu da yetmez gibi yasaklanıyor. Daha sonra İtalya'da basılıp piyasaya sürülüyor, bütün dünya dillerine çevriliyor ve Nobel Edebiyat Ödülü alıyor!
Romanın yazıldığı dönemde siyasetin, sanat ve sanatkarlar üzerinde dikta oluşturduğunu ve sanat eselerine olan değerlendirmelerinin olabildiğine subjektif olduğunu anlayabiliyoruz. Roman dahice yazılmış, uzun bir şiir gibi insanı alıp uzaklara götürüyor. Kalabalık bir kadro ve uzun isimler kafa karışıklığı yaratsa da bütünlük kaybolmuyor. On altı bölümden oluşuyor ve eseri anlamak için derinlemesine olmasa da, en azından yüzeysel olarak dönemin siyasi aksiyonlarından haberdar olmak gerekiyor. Duygusal ve edebi bir roman, insanın ruhuna dokunuyor. Karakterlerin acılarını size öyle derinden hissettiriyor ki, kötü denilebilecek karakterlere bile hak vermeye başlıyorsunuz. Mutlaka okumalısınız.
Not: 22 Ekim 1958'de Nobel Edebiyat Ödülü almıştır, Pasternak buna mutlu olmakla beraber, ödülü kabul etmemiştir.