Merhaba dostlar
Usta bir aşçı olan ve yemek kursları veren Dona Flor, annesinin sınıf atlamakla ilgili tüm hayallerini söndürerek Vadinho'ya âşık olup evlenir. Kumarbazın, çapkının, serserinin tekidir kocası. Herkes gibi bir hayat sürmeleri mümkün olmaz. Ama Dona Flor'a aşkı öğretir, onu tutkuyla tanıştırır. Bütün kötü yönlerine rağmen adamda şeytan tüyü vardır sanki, eninde sonunda yine affedilir. Ta ki bir karnaval günü, yürüyüş için giydiği münasebetsiz kıyafetlerin içinde aniden ölene kadar.
Yas dönemi uzun sürse de Dona Flor eşin dostun da zorlamasıyla eczacı Teodoro'yla evlenmeyi kabul eder. İkinci kocası hayallerinin vücut bulmuş hali gibidir. Terbiyeli, nazik, eğitimli, dürüst... Fakat bir süre sonra tutkunun eksikliği Flor'un huzurunu kaçırmaya başlar.
Eğlenceli, kalabalık, renkli bir hikâyeydi. Özellikle ana karakterler son derece net bir şekilde gözümde canlandı. Genel olarak keyifle okusam da kumarla, büyüyle v.s. ilgili bazı bölümler aşırı detaylı geldi bana. Bu hikâye üzerinden toplumun kadınlara, evliliğe bakış açısı sorgulanmış. Bizim toplumumuzla taşıdığı benzerlikler gözden kaçmıyor.
Kitabın önsözünde çevirmen, bu hikâyenin yalnızca bir kadın ve iki kocası arasındaki aşk üçgenini değil, Brezilya'nın diktatörlük yıllarının gerçekliğini temsil ettiğini yazmış. Bu bağlantıyı kurabilmek için ülke tarihiyle ilgili araştırma yapmak gerekir sanırım. Bu yüzden ben bağlantıyı kuramadım ama severek okudum.
#kitapağacıdevrialemkulübü mart ayı kitabımızdı. Emeği geçenlere teşekkür ederim.
Sevgiyle kalın
.
.