Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dönmeler Adeti

Ahmed Safi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Selânik'te bulunan çeşitli milletlerin başlıcaları üç millettir. Bunlar da Müslümanlar, Hristiyanlar ve Mûsevîlerdir. Fakat bunlardan başka Dönme adıyla, sapkın bir grup insan daha vardır ki, bu kısa kitapçıkta, işte onlardan bahsedilecektir. Dönmeler, müslüman kıyafetinde olduklarından, müslümanlardan ayırt olunmaları biraz güçtür. Ancak işi bilenler, onları derhal tanıyıp fark ederler. (1879)
Sayfa 14 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Dönmelerin üç grubu, birbirlerine kız verip almazlar. Terpuş grubu, Karu ile Honyoz gruplarının toplantı gecelerine gitmezler, yemeklerini yemezler. Terpuşlu grubuna ait olup fırında pişirtilen bir tepsi börek, çörek, baklava vesaireye diğer iki gruptan birisi elini sürse Terpuşlu o tepsideki taâmın hepsini sokağa döker.
Sayfa 18 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her üç Dönme grubu da, kendi aralarından, ne kadar gerekiyorsa, birtakım adamları ücretle tutarlar. Ücretleri, sandıklardan ödenen bu adamların vazifesi, beş vakitte, câmilere gidip, müslüman cemaati ile birlikte namaz kılmaktır. Sırf ehl-i İslâm'a gösteriş olsun diye namaz kılan, vazifeli bu Dönmelerin, şimdiye kadar abdest aldıkları görülmemiştir. Otuz kırk seneden beri Selanik'te yaşayan ve sözlerine itimat olunan müslümanlardan bunu işittim. Ben de üç dört ay kadar, bilhassa dikkat etmeme rağmen, hakikaten, abdest aldıklarını görmedim. Mağfiret ayı olan Ramazan'da, bu vazifeliler, güya oruçlu olduklarını [açlıktan sararıp solduklarını] göstermek için yüzlerine safran [sarılık] sürerler.
Sayfa 27 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Dönmeler kendi aralarından seçtikleri bir çocuğa elli Osmanlı altını vererek, onu Kur'an-ı Kerim ezberlemesi için çalıştırır ve hâfız ederler. Aynı şekilde içlerinden seçtikleri zeki bir adamı İstanbul'a veya başka bir memlekete ilim tahsili için gönderir ve ona tekmil-i nüsah ettirirler. [Medresede okunan bütün dersleri tamamlatır, mezun olmasını temin ederler.] Bu gibi masrafları göze almalarının sebebi, müslümanlarla olan alış verişlerinin devamını sağlamak için çoğunluğu teşkil eden İslâm milletinin teveccühlerini [sevgi ve itimatlarını] kendi haklarında kuvvetlendirmek maksadıdır.
Sayfa 22 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Dönme kadınları, kendi evlerine gelen Yahudi ve hristiyanlardan asla kaçmazlar ve tesettüre [örtünmeye] lüzum görmezler. Müslümanlardan ise, aksine fazlasıyla kaçınırlar ve örtünmeye son derece riâyet ederler. Terpuşlu grubu, müslümanlara karşı çok dindar ve sofu gibi görünürler. Müslüman hanımlar nasıl giyiniyorlarsa, onlar da kadınlarını aynı kılıkta bulundurmaya çalışırlar.
Sayfa 26 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Şerefli hicret hâdisesinden sonra, Yahudi kavminden bazı münafıklar görünüşte İslâmiyet'i kabul etmiş gibi davranmakla beraber, kendi başlarına kaldıklarında yine Yahudi usul ve âyini üzere hareket ve ibâdet ederlerdi. Münafıkların bu halleri, ikinci halife Hazret-i Ömer radiyallahu anh [Allah ondan razı olsun) zamanında meydana çıktı ve bu sebeple, o menhus münâfıkları Halife Ömer, Medine ve civarından kovdu. Ve tamamen def' edip uzaklaştırdı. Bu uğursuz münafıklar, müslümanların kılıcından kurtulmak için Arap Yarımadası'nı terk ederek Makedonya denen kıt'anın iskelesi olan Selanik'e gelerek yerleştiler. Selanik ve civarında mal mülk sahibi olup zenginleştiler.
Sayfa 15 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir Ramazan gecesi, müslüman delikanlılarından birisi terâvih namazı kılınırken, bir ihtiyaç için evine gider. Yakında bulunan bir Dönme evinde Kur'ân-ı Kerim okunduğunu duyar. Ne olduğunu merak eder. Hemen bir arkadaş bulur. Evine döner ve bir merdiven alıp getirir. Arkadaşını aşağıda nöbetçi bırakıp, kendisi merdivenle o Dönme evinin penceresine tırmanır. Bir de ne görsün: Evde on beşten fazla Dönme, kiminin kucağında kız, kiminde oğlan sarmaş dolaş yatmış keyf ediyorlar. İçlerinden birisi hâşâ Kur'an okuyor, bir diğeri de müezzinlik ediyor. Ortada da şarap ve rakı şişeleriyle, birçok kadeh duruyor... (Dönmeler, suyu, şarabı, kahveyi ve saireyi mutlaka kulplu bardak, kadeh ve fincanla içerler.) Yatanlar da arada bir kalkıp, çakıştırıyorlar... Delikanlı, bunları seyrederken, az sonra Dönmelerden biri onu görür. Bağırması üzerine, delikanlıyı tutmak için hepsi birden sokağa fırlarlar. Delikanlı ise merdiveni bırakır, çarşıya doğru kaçar. Arkadaşı, gürültü başlar başlamaz, firar ettiği için onu bulamazlar. Fakat delikanlının peşini bırakmazlar. Sonunda Hamza Bey Camii civarında ona yetişirler. Ancak orası kalabalık bir yer olduğundan bir şey yapamazlarsa da delikanlıyı tanırlar. Dönmeler, ertesi gün bu delikanlıyı bir mağazaya çağırırlar. Bu sırrı kimseye söylememesini rica ederek, kendisine o mağazadan, ömür boyu ayda üç yüz kuruş maaş vereceklerini söylerler. Bu delikanlı, şu risâlemizi yazdığımız tarihte [1879] hayatta olduğundan, va'ad edilen üç yüz kuruşu her ay o mağazadan almakta olduğunu, akrabasından ciltçi Hafız Abdülkadir Efendi tasdik eyledi.
Sayfa 30 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.