Uzak yoktu şehrimizde.
Ama şehrimiz her şeye çok uzaktaydı.
Ve hâlâ nice çocuk, bademliğin kapattığı pencerelerin önünde, erken inen akşamların koyu hüznüne bulanıp, dağ gibi duran tepenin arkasındaki hayatın bir gün gelip kendilerini bulmasını beklemekte o topraklarda.