Güzellik algısının,insanları nasıl egemenliği altına aldığını çarpıcı bir şekilde bize gösterdi.Güzelse yapmaz, çirkinse yapabilir algısı malesef günümüzde de devam ediyor.Önemli olan iç güzelliği denilip dış görünüşe bakma ikiyüzlülüğüne de halen sahibiz.Kitapta da güzelliğe resmen tapan insanları görüyoruz.Dorian Gray'ın portredeki güzelliği karşısında istemiş olduğu dilek gerçekleşiyor fakat onun güzelliğine güvenmesi,vicdansız oluşu, arkadaşlarını felakete götürmesi, iğrenç bir hayat sürmesinin güzellikle alakalı değil tamamen kötü olmasından kaynaklı olduğunu, güzelliğini zevkleri, çıkarları için kullandığını güzel bir şekilde aktardı eser,sonu da güzel bitti.Demek ki görünüş her şey değildir,önemli olan insanın iyi olmasıdır bu da her şeyden üstündür.Kitaptaki en dikkat çekici kahraman ise Lord Henry'di, zengin,soylu olmayan insanları hor görmese ve de Dorian'ın güzelliğine bu kadar güvenmese çok sevilen bir karakter olabilirdi benim için.
"Gerçi evlilik hayatı bir alışkanlıktan başka bir şey değildir, kötü bir alışkanlık,gene de insan en kötü alışkanlıklarını bile arıyor.Kötü olanları en çok arıyor,belki de.İnsanın kişiliğinin öyle vazgeçilmez birer parçası ki bunlar."
"Gündelik olgular dünyasında ne kötüler ceza görüyor ne de iyiler ödüllendiriliyordu.Başarı güçlülere veriliyor, yenilgi zayıfların eline tutuşturuluyordu."