Bayram Recber’in son romanı “Dört Mevsim Hazan” Türk Edebiyatına yeni bir değer katıyor.
Kitapta; hayatımızda yaşanabilecek hatalar, sorunlar, acılar, mücadele azmi, vatan sevgisi ve cesaret örneği çarpıcı bir dille anlatılmış. Sabır sınırlarını zorlayan, “Güven, yaşam ve ölüm” temalarını iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir çalışma sunuluyor okuyucuya.
Duygulanmak, üzülmek, acaba devamında ne olacak deyip merak etmek ve kitabı sonuna kadar elinden düşürmemek garanti ediliyor okuyucuya, yazarı tarafından.
Kitaptan alıntı;
“Unutma oğlum! Mecbur kalmadıkça ıssız karanlıklarda dolaşmayacaksın. Karanlık tehlikenin kılıfıdır. Kötü niyetliler eylemlerini gerçekleştirmek için karanlığın çökmesini beklerler.”
“Her ikisi de dizlerini kırmış, çocuğun seviyesine inmişti. Bakışları kesişti o anda. En çok da kadının bakışları… Gözlerini kaçırdı genç adam. Birden irkilip ayağa kalktı. Söyleyecek tek bir sözü dahi yoktu o ana dair.”
“Benjamin Asher. Kod adı İdris, 40 yaşında, Yahudi kökenli. Ebeveynleri 1950’lerde Nazilerden kaçıp Türkiye’ye sığınmış. Talihsiz anne-baba, Türkiye’yi karıştırmak isteyen Tapınak Yahudileri tarafından –yardım etmedikleri için– 1975’te infaz edilmiş. Benjamin 5 yaşında ortadan kaybolmuş. Yıllar sonra MİT raporlarında çıktı karşımıza.”
“Bundan sonra ne olacaktı? Severek evlendiği bu adamı ikinci defa affedebilecek miydi Hazan?”
