Cicero, ironik bir ifade takınarak, Eski Yunanların; "bir insanın bilge olmadan, iyi olamayacağına inandıklarını" belirtir. Oysa, ona göre, Yunanların anladığı anlamda bilgeliğe hiçbir şekilde erişilmemiştir. Kendisi daha kaba ve pratik bir zihinle hareket ederek iyi insan tanımını, Roma tarihinden alınan, eski Roma erdemlerini bünyesinde taşıyan, somut, herkesin görüp tanıdığı "exampla"ya (örnekler) dayanarak yapmıştır; övgüye değer bir yaşam biçimi sürdüren, her türlü hırs ve tutkudan arınmış, ruhlarında doğruluk, dürüstlük, cömertlik unsurları taşıyan kişiler iyi kişilerdir; ve bu kişilere Roma vatandaşları arasında rastlamak olasıdır.
İyi insanlar arasında adeta zorunlu denebilecek bir yakınlık bulunduğuna inanan ve dolayısıyla ancak iyi insanların dost olabileceğini vurgulayan Cicero, sadece benzerliğin insanları dostluğa çektiğini, onun kadar başka hiçbir şeyin, bir şeyi kendisine çekip sürükleyemediğini belirtir. Platon'un ve Aristoteles'in de üzerinde durdukları, kendi sistemlerine göre geliştirdikleri bu konu, oldukça eski bir geçmişe sahiptir. Sokrates öncesi doğa araştırmacılarının, doğa yasasının temelinin, karşıtların geriliminde yattığı düşüncesini savunmuş oldukları görülür. Hatta, daha önceleri, Homeros'un da, değişik bir bağlamda, "Tanrı daima benzerini benzerine çeker" (Odysseia, 17, 218) diye düşüncesini belirttiği bilinir. Oratorlar da benzerlerin benzerlerine çekildiğini, kötü insanların dostluğundan doğal olarak kaçmak gerektiğini vurgulamışlardır.
Bu düşüncelerin ışığı altında hareket eden Cicero'ya göre, kötü insanların dostluğunda çıkarlar ön plandadır. Böyle bir dostluk iyi niyet ve erdemden yoksun olup yapaydır. Cicero dostluğu, çıkar alanından tamamen uzaklaştırarak dostluklarda, çıkar sorgulamalarının değil, birbirine benzer ruhlarının iyi niyet ve sevgi bağı ile tek bir ruh olmasının önemli olduğunu vurgular.
SIMILAR SUBJECTS
Philosophy