Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Doza Kurdistan - Kürdistan Davası

Zinnar Silopî (Kadri Cemilpaşa)

Doza Kurdistan - Kürdistan Davası Sözleri ve Alıntıları

Doza Kurdistan - Kürdistan Davası sözleri ve alıntılarını, Doza Kurdistan - Kürdistan Davası kitap alıntılarını, Doza Kurdistan - Kürdistan Davası en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mécer Toloston 1942 senesinde Londra'da verdiği bir konferansta bir âlim sıfatı ile bu hakikatleri beyan ve itiraf etmişti. Yer üstünde, yer altında malik [sahip] olduğu büyük servete rağmen Kürt milleti fakirdir, çünkü Kürdün müstakil [bağımsız] bir devleti yoktur. Bu serveti istismar edenler Kürdü esir yaşatan müstamer [sömürgeci] devletlerdir. Bir Kürt şairinin dediği gibi "Kürt bir şule [alev] gibi parlayıp eriyerek başkalarını aydınlatır. Petrolü gibi yanarak başkalarını tahrik eder. Bir kömür gibi yakılarak başkalarını ısıtır. Bütün bu faideleri başkalarınadır.”
Kürt kıyafeti ile kahveye gelen Kürtleri gördüğümüzde, içten gelen bir sevinçle bunları hayran hayran temaşadan büyük bir zevk duyardım. Bahusus [özellikle] Nur talebeleri üstadı meşhur Molla Said'in [Bediüzzaman Said-i Nursi] yakışıklı, babayiğit tavrı ile Kürtlere mahsus giydiği şal û şepik elbisesi ve koloz [başlığı], desmalı [mendili] ile başı yükseklerde dolaşmasını temaşadan pek çok zevklenirdim.
Sayfa 34 - Avesta yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
Dema ku me didît ku Kurd bi kincên xwe yê Kurdî dihatin qehwê, min bi dilşadiyekî kur wan bi heyran heyran temaşe dikir û min ji wan kêfekî mezin distand. Bi taybetî jî  Mele Seîdê meşhur ku mamosteyê Xwendekarê Rîsale-î Nûr, bi wê bedewiya xwe, bi mêrxasiya xwe, cil û bergê xwe yê Kurdî, şal û şepik,  serpûş û desmal xwe dikir û wusa digeriya. Gerîna wî ya bi serbilindî gelek kêfa min dianî
Wekî her miletê hişyar, Kurd jî divê armanca wan  a yekemîn, ji her tiştî, heta ji nan û avê girîntir parastina zimanê xwe ye. Lewra ziman hebûna wan a neteweyî nîşan dide. Ev doza Kurd di heman demî de doza şaristanî û demokrasiyê ye jî.
Kürtleri gaflette yaşayan bir millet zannetmek kadar büyük bir hata olamaz. Yüz binlerce Aydını bulunan, dünyada olan biten hadiseleri en dakik görüşle tahlil eden bir milletin daima esaret altında tutulabileceğini zannetmek hamakattır (ahmaklıktır).
Reklam
Sultan hamid'in ilan ettiǧi hürriyetin efkârda ( kamu oyunda) uyandırdıǧı ileri düşünceler ve bunun müsebbibi ittihat cemiyeti'ne muarız ( karşı) olan molla selim bir kısım ulema ve aşair ruesasıyla ( aşiret liderlerile) ittifak ederek 1913 senesinde siirt havalisinde hükümet aleyhine kıyam ettiler ( ayaklandılar). Hizanlı gavs ailesinden şeyh şahabeddin'in liderliǧinde yapılan bu kıyam hareketine iştirak edenler pek azdı. Ittifak etmiş olanlar harekete iştirak etmek cüretini gösteremediklerinden hareket yalnız hizan şeyhi mıntıkasnda bulunan şaire münhasr kaldı. Bundan dolayı ittihat hükümeti büyük bir zorluǧa tesadüf etmeden kıyamı bastırarak hareket lideri olan şeyh şahabeddin'i ve kardeşi Seyyid ali 'yi tutarak idam etti.
Kürd milletinin geçen 60 sene zarfındaki siyasi cidalına ait hatıram
Lozan'da avenu lumen de pansiyon soliye 'ye yerleştiǧim gün adetleri ondan fazla muhtelif milletlere mensup pansiyonerlerle beraber Yemek sofrasına oturduǧumuzda, pansiyon sahibesi madam X, Bana hitaben "mösyö, istanbul 'dan geldiǧine göre türk müsün veya Rum musun?" Diye sordu. Çok az bildigim fransızca ile " ne türk ve nede rumum" dedim. " Ya nesin, hangi millettensin" deyince, " KÜRDÜM" dedim. Kendisi ilen beraber sofrada hazır bulunanlar garip birşey işitmişler gibi tuhaf tuhaf Bana bakmaya başladılar. Ben bittabi bu haldan utandım. Mensup olduǧum milletin tanınmamış olması aǧır geldi. Bereket versin, sofrada hazır bulunan iki rus pansiyoneri imdadıma yetiştiler. Kendilerine kürd ve kürdistan hakkında tafsilat ( ayrıntılı bilgi) verdiler. Ertesi gün kahvaltıdan sonra Salonda otururken pansiyon sahibesi " sen KÜRDÜM diyorsun, memleketin neresidr " diye sordu? Salonda mevcud bulunan haritayı açarak büyük yazı ile yazılı KÜRDİSTAN kıt'asında diyarbakır şehrini göstererek " işte buradanım" dedim.
Kürdistan coǧrafyası
2.Dünya savaşı sırasında ortaşark'ta kürd meseleleri ilen meşkul ingiliz bürosu reisi kolonyel Dr. Altunyan, benimle Xoybûn cemiyeti merkezi azasında merhum berazi mustafa Şahin bey'i Şam'da ingiliz sefarethanesinde ( elçiliǧine) davet etmiş idi. Mücameleli muhavere ( iyi bir şekilde gerçekleşen görüşme) esnasında bize, " ingiliz hükümeti memurlarının Irak'ta ki kürd ruesasının ( liderlerini) çok ihtiram ederek daima kendilerini taltif ettiklerine ( onurlandırmalarına) raǧmen kürd milletinin Sovyet hükümetine sempati duymalarının sebebi nedir? " Diye sordu. Cevaben dedik ki, " ingilizler baǧzı eşhası ( kişileri) taltif ile gönüllerini kazanmaktadırlar, fakat kürd milletinin varlıǧını parlatacak kültüre ve milli haklarının teminine bir yardımları yoktur. Siz Sovyet hükümetinin bu hususta yaptıǧının onda birini yapınz da ondan sonra bu suali sorunuz."
Nalîna rebenekî
Rabe, rabe çav bigerîn çavmedora Çi kirine li me romî heya nûha Em şêlandin. Tu avayî li me nema Birçî, tazî, xukî bidên li memûra Îro hek şurp, sibê qamçur ji dewlet ra Heqqê xwendin, derd û bela maye dûr ra Bibe esker, xwas û tazî her Yemen a Xûn birijîn bo nav û şanê van romîyan. Çi bû? Mayî Xîzan û nezan li dinê da Bira bijî walî beg û ferîq paşa * Ekrem cemilpaşa / hetawî kurd - 1911
Reklam
Kürtler namına bir fırın yapılmış olsa kendimizi odun olarak o fırında yakmamız lazımdır. Hecî Musa Beg
Hareket kumandanı şükrü bey, yolumuzda bulunan Rum köylerinde tarama yaptırıyor, 15-16 yaşlarında ve daha küçük yaşta olan çocukları toplatıyordu. bu toplanan 20 kadar çocuǧu askeri kuvveti ile birlikte getirerek ayı tepesi'ne yakın deredeki kulubeye koydu. Bir müddet sonra bana, bunları gidip öldürmemi emretti muharebe esnasında askeri emre itaatsizliǧin cezasınn pek aǧır olduǧunu bildigim halde fazileti her kaygıdan üstün gören kürd damarım tuttu, bu cinayeti yapmaktan beni menetti. " BEN bu işi yapamam" dedim, " çetelerle harbe hazırm, lakin bu çocukları öldüremem " diye cevab verdim. Hiddetli, gazabı fayda vermedi ; ısrarı, şiddetli emri yürümeyince bu işe elverişli diǧer birisini göndererek zavallı çocukları birer birer kulübeden çıkartıp öldürttü. İşte bu türk zabiti tarafından insaniyet ve medeniyete aykırı yapılan şahidi olduǧum yüz karartıcı bir sahne..
Avrupa devletlerinin kürdistan'ı ermenilere bahşiş edeceǧini beyan eden dâhiliye veziri ( içişleri bakanı) ali kemal'in gazetelerde neşredilen sözlerini zikrederek halkın gayret ve gazabını tahrik ettiler. Hatta hatiplerden son olarak söz söyleyen hamdi efendi, " koca osmanlı imparatorluǧu kangren olmuş bir vücuda benzer, bu vücudun saǧlam saǧlam kısmının selameti için kangren olmuş kısmı kesip atmak lazımdır. Bu hususta, tereddüt etmeden istical göstererek ( hızla) Kürdistan 'ı kangrenden kurtarmalı" demişti. Saatlerce devam eden bu ilk umumi iştimada ( genel toplantıda) kürd Tealî Cemîyetî - ahali arasında kürd kulubu demekle maarruf - isminde bir cemiyet tesisine karar verildi
Kürt bir şule (alev) gibi parlayıp eriyerek başkalarını aydınlatır. Petrolü gibi yanarak başkalarını tahrik eder. Bir kömür gibi yakılarak başkalarını ısıtır. Bütün bu faideleri(faydaları) başkalarınadır.
Hükümet, Koçgiri'ye bir nasihat Heyeti göndererek feveranda olan halkı sükünete davet ve herhangi bir kıyam hareketine mani olmak, türlü yalanlarla ahaliyi aldatmaǧa çalışıyordu. Bu yalanlarla herkesten ziyade koçgiri aşireti reislerinden haydar bey inanmıştı. Haydar bey kan akıtmadan türklerle anlaşarak kürd milli halkların temin edilebileceǧini zannediyordu. Oysa nasihat Heyeti'nin bütün gayreti isyanı tenkile hazırlanan nurettin paşa ordusunun nevakısını ( eksikliklerini) ikmalle isyan sahasına yetişebilmesine lazım gelên vakti kazanmaǧa matuftu haydar bey, nasihat Heyeti'nin vaatlerine aldandigindan isyanin tertip ve tanzimi işlerinde bir gevşeklik hasıl olmuştu.
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.