Druid Krallığı

Norman Spinrad

Druid Krallığı Posts

You can find Druid Krallığı books, Druid Krallığı quotes and quotes, Druid Krallığı authors, Druid Krallığı reviews and reviews on 1000Kitap.
Teutonlar doğu steplerinden geldikleri gibi kalsalar da, onlara nazaran Galyalılar medeniyetle daha haşır neşir olmuştu. Tarım yapmayı, madenciliği ve madeni eritmeyi öğrenmişlerdi. Çoğu usta birer demirciydi ve en az Roma’dakiler kadar iyi mücevher yapıyorlardı. Neredeyse hiç kimsenin üretemediği renklerde kumaşlar üretebiliyor, kaba saba ama kullanışlı yollar inşa edip hatta küçük çaplı ilkel şehirler kurabiliyorlardı. Öyle ki aralarında Yunan alfabesinden esinlenip kendi dillerini kullanarak okuma yazmayı öğrenenler bile vardı.
Teutonlar doğu steplerinden geldikleri gibi kalsalar da, onlara nazaran Galyalılar medeniyetle daha haşır neşir olmuştu. Tarım yapmayı, madenciliği ve madeni eritmeyi öğrenmişlerdi. Çoğu usta birer demirciydi ve en az Roma’dakiler kadar iyi mücevher yapıyorlardı. Neredeyse hiç kimsenin üretemediği renklerde kumaşlar üretebiliyor, kaba saba ama kullanışlı yollar inşa edip hatta küçük çaplı ilkel şehirler kurabiliyorlardı. Öyle ki aralarında Yunan alfabesinden esinlenip kendi dillerini kullanarak okuma yazmayı öğrenenler bile vardı.
Reklam
Galyalılar ve Teutonlar aslında aynı soydan gelen kuzenlerdi. İkisi de doğunun uçsuz bucaksız platolarından gelerek bugünkü topraklarına yerleşmiş yağmacı nomad boylarıydı. Teutonlar daha çok kuzeye ve Alpler’in batısına yerleşmiş, Galyalılar ise Kral Brenn’in öncülüğünde İtalya üzerinden Roma’ya doğru ilerlemişti. Fakat Roma tarafından bugün bulundukları yere doğru geri çekilince Brenn’in krallığı bir kabileler topluluğuna dönüşerek parçalanmıştı. Ve her kabile “Galya” ulusunu sadece Roma haritalarında anılır bırakarak birer reis tarafından yönetilir hale gelmişti.
İşin daha da kötüsü, hâlâ tek vücut olan sağlıklı savaşçıların köle ticareti için kullanılamayacağını anlamıştı bugün. Hem Galyalılar hem de Teutonlar ölümüne savaşmayı, sürünerek de olsa bir şekilde yaşamlarını sürdürüp sonra bir zenginin himayesinde yaşlanarak ölmeyi beklemeye yeğliyorlardı. Üstelik mademki biri ölümüne savaşmayı göze almıştı, en azından bir gladyatör olarak nam salarak ölmeyi haydi haydi tercih ederdi.
Teuton gladyatörleri gerçekten iyi para ediyordu, ne var ki bu çarpışmadan daha çok köle edinebilmeyi ummuştu. Görünüşe göre bu savaş onları zarara sokmuştu. Her geçen gün genişlettikleri ordu için Eduilerin ödediği parayla bir o kadar hızla artan ordu masrafları arasındaki açığı köle ticaretiyle kapatmayı ummuştu oysa.
Tulius, Caesar’ın emrine başını sallayarak karşılık vermişti. Birden, “Ya köleler?” diye soruverdi Caesar. Tulius’un omuz silkişi her şeyi anlatıyordu, ancak Caesar yine de ısrarla detayları öğrenmek istiyordu: “Toplam kaç tane var elimizde?” “İşe yarayabilecek sağlıklı olanların sayısı iki yüzü bile bulmaz,” diye yanıtladı Tulius. “Onlara da taş ocaklarında ya da madenlerde çalışmak zül gelecektir. Ama aynı adamlar gözünü kırpmadan ölümüne savaşabilir. Bu da Teutonları potansiyel birer gladyatör haline getiriyor; tabii eğer yakalandıklarında tek parçaysalar. Elimizde şu an yirmi, yirmi beş tane kadar var, hele üç dört tanesi Roma için biçilmiş kaftan!” Bu kez Caesar, Tulius’a başını sallayarak yanıt vermişti; durumdan tatmin olmuş görünmüyordu. Atına atlayıp kendi düşünceleriyle baş başa kalmayı umarak karargâhına doğru yola çıktı.
Reklam
61 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.