*Dua özgürlüktür.
*Aşk gibi vazgeçilmez ve ölüm gibi kaçınılmazdır.
*Aşk beşerî olsa da sonucu itibarıyla Allah’la bütünleştirdiği anda özgürleştirir.
*Dua bazen Allah’ın rahmet kapısını ısrarla çalma;bazen de tevazu ve nezaketle bekleme özgürlüğüdür.
Dua ederken insan,yalan söyleyemez kendini saklayamaz,kendinden kaçamaz ve kendini yalnızlaştıramaz.
*Dua Allah ile kul arasında en mahrem alandır.
*İnsanın kalben huzuru sıkıntılarının giderilmesi elbetteki koşulsuz dua ile dir.
“İnsan dünya istekleri ve hırsları peşinde koştukça,çokluk yarışının kölesi olur.Aynı zamanda insanın korkuları,kaygıları,hırsları ve emelleri,beklentilerine ve isteklerine cevap veremez duruma gelir.
•İnsanın dünyevi kaygı ve korkularını kalbindeki sıkıntıları en az da indirerek tedavi edecek hazine,kulun fakirliğini ve acizliğini bilmesidir.Yani kulun fakrını ve sınırını fark etmesidir. “Kulun fakrını ve acizini bilmesi, elindekini kaybetmemek için elinde olmayanı istememesidir.
•Aynı zamanda kulun fakr halinde olması,elinde olan ve olmayan bütün nimetlerin sahibinin Allah olduğunu görmesidir.”
•İnsan sadece Allah’a kul olmayı başarıp duayla nefis ve beden kafesinden özgürleşse;bütün yaratılmışların üzerinde bir konuma ulaşır.
“Eğer insan,kulluğunu reddetse,aciz yaratılmışlara bile kul-köle olur.”
•Gecenin Dua’sı
“Allahım senin adınla hayat bulur senin adınla ölürüm”
“Rabbim bilgimi ve anlayışımı arttır ve beni iyi kullarının arasına kat”