Ceketini alan eyvallah dedi, yürüdü
Bizim ceketimiz askıda, umutlarımız mezarlarda kaldı
Neyi yanlış yaptık, kimi eksik bıraktık
Kimin gülüşlerini darağaçlarında sallandırdık
Biz değil miydik her mutluluğa bir kılıf olan
Her gün etrafa neşe saçan
Ceketini alan hadi oğlum dedi, yürüdü
Süpürgelerin ulaşamadığı bir yerdeki toz zerresinden farkımız kalmadı
Yeryüzü bizi sürekli en ücra köşelerine tükürdü
Unutulduk, yalnız bırakıldık, delik deşik olduk
Günlerimize güneşi bırak, gecelerimize ay bile doğmadı
Ceketini alan sen hâlâ burada mısın dedi, yürüdü
Hayat akıp gidiyordu, bizim zamanımız durmuştu
Tüm rayları parçalanmış, trenleri cayır cayır yanmış bir istasyon gibi
Hâlâ bekliyor, geç kalmaya devam ediyorduk
Ceketini alan aldı, askıdaki ipi boynumuza doladı
Eyvallah, hadi oğlum
Sen hep burada kalacaksın!