Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz

Haluk Sena Arı

Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz Hakkında

Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

“Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz” Radyo Onbeş’te yapılan “Edep Sohbetleri” programının kitaplaştırılmış; kitaplaşırken de şiirlerle, hikayelerle, resimlerle zenginleştirilmiş hali. Bu kitabı okurken Osmanlı terbiyesi ile yetişmiş son şahsiyetlerin davranış biçimlerini görecek, göç ederken bıraktıkları hoş sedanın sesini duyar gibi olacaksınız. Kaybedilmiş bir hazinenin güzelliklerini yeniden elde etmek isteyenler için…
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 9 dk.Sayfa Sayısı: 182Basım Tarihi: 1 Ocak 2017Yayınevi: Eşik Yayınları
ISBN: 9786055455934Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 79.8
Erkek% 20.2
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Haluk Sena Arı
Haluk Sena ArıYazar · 4 kitap
Haluk Sena Arı, İstanbullu bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir. Asker çocuğu olan Arı’nın doğum yeri babasının Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı Erzincan’ın Kemaliye ilçesidir. Tablolara taşıdığı İstanbul ile üç aylık bir bebekken tanışır. Çocukluğunu ve genç kızlık yıllarını, duvarında mor salkımların sallandığı Üsküdar’ın ahşap evlerinden birinde geçirir. Eşinin görevi nedeniyle çok sevdiği İstanbul’a veda ederek Anadolu’ya yerleşir. Kısa süre sonra İstanbul hasreti başlar. Bu hasret o kadar derinleşmiştir ki, bir gün oturduğu evin bahçesine atılmış yongaları yontar ve bir kartona yapıştırır. Ortaya özlemiyle yanıp tutuştuğu baba evinin maketi çıkar. Uzun yıllar evinin en güzel köşesini süsleyen makete bakarak Üsküdar hasretini biraz olsun gidermeye çalışır. Türk el sanatlarını çok seven Haluk Sena Arı, resim yeteneğini geliştirmek için Karamürsel’de bir sanat okulunun resim bölümüne kaydolur. Bir ders sırasında resim öğretmenine evinde yaptığı maketten bahseder. Öğretmeninin kendisine ödev olarak verdiği tablo rölyef sanatının ilk adımı olur aynı zamanda. Haluk Sena resim tekniği ile yaptığı çalışmalarını geliştirmek ister. Aynı apartmanı paylaştığı Amerikalı komşusu kendisini rölyef sanatıyla tanıştırır. O yıllarda Türkiye’de bilinmeyen bu sanatı “mektupla eğitim yöntemi”yle öğrenmeye başlar. Bir yandan evinin işini yapar, eşinin hizmetini aksatmaz, tek evladı olan oğlunu büyütür diğer yandan kendisine mektupla gönderilen proje derslerini başarıyla verir. İki buçuk yıl süren mektupla eğitim sonunda “Chicago Laselle Extension University” İç Dekorasyon Bölümü’nden mezun olur. Bu arada, eşi ve çocuğuyla İstanbul’a döner. Böylece, yıllardır ayrı kaldığı İstanbul’a Üsküdar’a yeniden kavuşur. Vakit kaybetmeden İstanbul Pratik Kız Sanat Okulu’na kaydolan Haluk Sena Arı, resim sanatının bütün branşlarını başarıyla bitirir. 1978 yılında ilk kişisel sergisini açar. Eski İstanbul evlerini üç boyutlu anlattığı tabloları büyük beğeni kazanınca sergiler ard arda devam eder. 1989 yılında düzenlenen Mevlana haftasında Konya Mevlevi Müzesi’nde sergilediği tablolarıyla Konyalıları İstanbul evleriyle tanıştırır. Eski İstanbul evlerini yalnız tablolara taşımakla kalmayan sanatçı, o evler içindeki edebi ve aile hayatını anlattığı “Edep Mektebinden Hatıralar” ve “Osmanlı’da Aile Hayatı” adlı iki kitap yazdı. Çok sayıda rölyef sanatçısı yetiştiren Haluk Sena Arı, uzun yıllar Sanatçı Kadınlar Grubu’nun başkanlığı yaptı. Şimdilerde bu grubun danışmanlığını devam ettirirken, bir yandan da tecvid derslerine ve tefsir sohbetlerine katılıyor. Çalışma hayatına hiç girmediğini belirten Arı, “Eşim çalışmama izin vermedi ancak ben de çok arzu etmedim. Sanatımı geliştirmeyi tercih ettim. Çünkü sanatı yaşlılığıma bir yatırım olarak gördüm. Bunun çok doğru bir karar olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü, herkes çok meşgul. Kimse dert dinlemek istemiyor. Herkes geçim derdinde, kimse kimseyle ilgilenmiyor. Birbirini aramıyor. Ayrıca, komşuluklar ve dostluklar bitti denecek kadar azaldı. Günümüz insanı çok yalnız. Özellikle de yaşlılar” diyor. Sanatı sayesinde zihninin devamlı meşgul olduğunu belirten Arı, tablolarındaki kompozisyonları, kullanacağı renk ahengini düşünmenin beynini devamlı meşgul ettiğini ve olumsuz düşüncelerden kendini uzaklaştırdığını söylüyor.