Dünya Neden Var? kitaplarını, Dünya Neden Var? sözleri ve alıntılarını, Dünya Neden Var? yazarlarını, Dünya Neden Var? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Evreni anlama çabası insan hayatını farsın üstüne çıkaran, ona bir trajedinin zarafetini veren pek az şeyden biridir."
Steven Weinberg
Evrende hiçken, hiçlik ve varlık terazisinde zerre kadar ağırlık ve hacmimiz yokken, varoluşumuzu iddia etme sebebimizin düşünmek ve yan etkisi olan dertlerin, kaosun "e biz neyiz?!" diye kafamızın etini yediren olguların yanılsaması münasebetiyle sorgulayıp ara sıra hayvan olmayı isteyip temel içgüdüler ile hayatta kalma arzusuna kapıldığımız hislerin kumpaslarında, naçizane sığındığım dalga yanılsamaları ve hoşbeş ederek ve de çok okuyarak, kendime teselli verecek özlü sözler biriktirme uğraşında belki de tanrıların hoşuna gidecek dualar biriktirme gayretinde olan biri için, bu kitap söz ve sözcüler biriktirme görevi ve rehberliğini, sorduğu sorunun hakkını, yeni bilinenler ve bilinmeze aralık açanlar eşliğinde veren müthiş bir eser.
Bir gerçekliğin alabileceği özel yönlerin hepsi de itibar edilesi bir Seçici sunmaz. Örneğin,
diyelim ki gerçekliğin yukarıda bahsettiğimiz 58 Dünya olasılığı gibi olduğu anlaşıldı. Şimdi 58
sayısının özel bir yönü vardır: Yedi farklı asal sayının toplamı olan en küçük sayıdır
(2+3+5+7+11+13+17=58). Ama hiç kimse bu özelliğin, gerçekliğin neden, olduğu gibi olduğunu
açıklayabileceğini düşünmez. Dünya sayılarının 58 olduğunu varsaymak, akla daha yatkın olabilir.
Fakat en iyi, en eksiksiz, en basit, en güzel, en az keyfî gibi özellikler farklıdır. Eğer gerçeklik olduğu
anlaşılan olasılığın bu özelliklerden birine sahip olduğu anlaşılırsa, bunu bir şans eseri olarak
görmek mümkün olmayacaktır. Kozmik olasılığın, bu özelliğe sahip olduğu için gerçeklik haline
gelmiş olması daha büyük bir olasılıktır.
Bak Sır’dan uçuyorlar Matematiğe!
Nafile! Bakışıyor, sersemliyor, saçmalıyor ve ölüyorlar.
Mistisizm ve matematik birlikte geriye uzanırlar. Antik devirlerde matematiği bir çıkarsama bilimi
olarak icat eden, Pisagor’un mistik kültü olmuştur. “Her şey sayıdır,” diyordu Pisagor; öyle görünüyor
ki dünyanın kelimenin tam anlamıyla matematik tarafından kurulduğunu söylemek istiyordu.
Pisagorcuların ilahi bir armağan olarak sayılara tapmalarında şaşılacak bir şey yoktur. (Ruhların
göçüne inanıyorlar, fasulye yemeyi günah addediyorlardı.)
Evrenin ebedî olduğu düşünüldüğü ölçüde, varoluşu, bilim insanlarını büyük bir kırgınlığa
sürüklememiştir. Einstein, böyle bir kuramlaştırma çerçevesinde, evrenin ebedî olduğunu varsaymış,
görelilik denklemlerini buna göre düzenlemişti. Ne var ki Büyük Patlama’nın keşfedilmesiyle birlikte
her şey değişti. Açıktır ki, 14 milyar yıl önce meydana gelmiş büyük bir kozmik patlamanın seyrelmiş,
genişlemiş, soğumuş kalıntıları içinde yaşıyoruz. Bu ilk patlamaya ne yol açmış olabilir? Ve bundan
önce, varsa eğer, ne vardı? Hiç kuşkusuz, bunlar kulağa bilimsel sorular olarak geliyor. Ama bilimin
bunları cevaplama yönündeki herhangi bir girişimi, tekillik olarak bilinen, aşılamazmış gibi görünen
bir engelle karşı karşıya kalır.