Dünya Tarihi – Mir’atü’l-İber

Diyarbekirli Mehmed Said Paşa

Dünya Tarihi – Mir’atü’l-İber Hakkında

Dünya Tarihi – Mir’atü’l-İber konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
9/10
4 Kişi
12
Okunma
5
Beğeni
474
Görüntülenme

Hakkında

Tarih, toplumları, milletleri ya da bir takım kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları, zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkilerin daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını kuran ve her milletin kurduğu medeniyeti inceleyen bir bilim dalıdır. Yani tarih, insan, zaman, mekân, olay ve düşüncelerin bileşimidir. İstikbal, mazi ile şekillenir. Bu şekillenme daha çok tarih anlatımları ve tarih yazıcılığı ile gerçekleşir. Yüzyıllardır tüm dünyada olduğu gibi Osmanlı Devleti`nde de tarih ile ilgili birçok eser telif edilmiştir. Bunların bazıları dünya tarihi, bazıları devletlerin ve milletlerin tarihi, bazıları ise kurumların tarihidir. Dünya tarihini konu alan geniş kapsamlı bu eserlerden biri de bir Osmanlı bürokratı olan Diyarbakırlı Said Paşa`nın kaleme aldığı "İbretler Aynası" anlamına gelen Mir’âtü`l-iber adlı eseridir. Sadeleştirerek yayına hazırladığımız bu eser, Hicri 1304-1306 tarihlerinde İstanbul`da Karabet ve Kasbar Matbaası’nda basılmıştır. Dünyanın yaratılışından ve insanlığın başlangıcından itibaren tarihin aşamalarını inceleyen bu eser, tarih ilmi ve bu ilmin istifade ettiği yardımcı ilimler hakkında bilgi veren bir mukaddime ile başlamaktadır. Diyarbakırlı Said Paşa`nın 19. yüzyılda kaleme aldığı Mir’âtü`l-iber’in dilinin, anlatılan konuya bağlı olarak değişiklik göstermekle birlikte, çok sade olduğu söylenemez. Yazar, zaman zaman uzun, secili anlatımı hatırlatan cümleler kurmuştur. Bunun yanında tanım cümleleriyle birlikte tarihlerin verildiği cümleler daha kısadır. Yerine göre faydalı cümleler türünden açıklama cümlelerine de yer vererek tarihi bilgileri mevcut kaynaklardan aktarma yoluna gitmiş, anlatımın akışı içinde kendi cümlelerini dile getirmiştir. Said Paşa, eseri hazırlarken dinî, ilmî, eski ve yeni birçok kaynaktan istifade etmiş ve istifade ettiği bu kaynakları da zikretmiştir. Mesela kâinatın yaratılması hadisesini Kur`ân-ı Kerîm ve Tevrat`tan delillerle anlatmış, arkeoloji ve benzeri ilimlerin konu edildiği görüşleri de Kur’ân’ın nassı yönünde belirtmiştir. Dokuz ciltten oluşan Mir’âtü’l-iber’de başlangıçtan itibaren insanlığın geçirdiği evreler tarih, coğrafya, kültür ve medeniyetle birlikte ele alınmıştır. Mukaddime bölümünden sonra, Said Paşa’nın, Mir’âtü’l-İber’inin dokuz cildinin muhtevası şu şekildedir: 1. Cilt: Âlem’in yaratılışı, Cin kavmi ve İblîs’in yaratlışı, Hz Âdem’den Hz. İsa’ya kadar büyük peygamberlerin hayatı, dillerin değişmesi, Yahudi milletinin ahvâli konularına yer verilmiştir. Bunların yanında Asya Kıtası, Mezopotamya, Bâbil, Asur, Farslar, Pişdadiyan, Med, Sasaniyan devletleri ve Eski Farsların medeniyet ve mezhepleri üzerinde durulmaktadır.
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 40 dk.Sayfa Sayısı: 306Basım Tarihi: 2022Yayınevi: Mostar Yayınları
ISBN: 9786057472571Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 40.9
Erkek% 59.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Diyarbekirli Mehmed Said Paşa
Diyarbekirli Mehmed Said PaşaYazar · 4 kitap
Asıl adı Mehmed Said’dir. Diyarbakır’da doğdu; birçok şair ve devlet adamı yetiştirmiş olan köklü bir aileye mensuptur. Şair, münşî ve hattat Süleyman Nazif Efendi’nin (ö. 1832) oğlu, şair İbrâhim Cehdî Efendi’nin (ö. 1789) torunu, Süleyman Nazif ile Faik Âli Ozansoy’un babasıdır. Henüz çok küçükken babasını kaybetti ve sıkıntılar içinde tahsilini tamamladıktan sonra 1849’da Diyarbekir Tahrirat Kalemi’nde memurluğa başladı. Ardından sırasıyla Vilâyet Tahrirat başkâtipliğine, mektupçu muavinliğine, vilâyet mektupçuluğuna tayin edildi. 1872’de “mülkiye paşalığı” unvanı olan mîrimîranlık rütbesiyle Ma‘mûretülazîz, iki yıl sonra da Maraş mutasarrıflığına getirildi. Ayrıca Muş, Siirt ve Mardin mutasarrıflıklarında bulundu. Üçüncü defa tayin edildiği Mardin mutasarrıflığı sırasında vefat etti. Kabri Mardin’dedir. İdareci olarak dürüstlüğüyle tanınmış, görevlerindeki başarısı dolayısıyla kırk yıl kadar uzun bir süre Diyarbekir eyaletinin önde gelen bir yöneticisi olmuştur. Bu sebeple Dicle Üniversitesi ve Atatürk Kültür Merkezi iş birliğiyle Diyarbakır’da 26-27 Mart 2015 tarihinde Said Paşa ve Süleyman Nazif Sempozyumu düzenlenmiştir. Resmî görevleri dışında tarih, edebiyat ve matematikle uğraşan Said Paşa’nın mürettep divançesinde hakîmane manzumeler dikkati çekmekte, dinî muhtevalı şiirleri ise tevhid, münâcât ve mi‘râciyyelerden meydana gelmektedir. Yaşadığı dönemde edebî temayüllerle yakından ilgilenmiş, belâgata dair olan Mîzânü’l-edeb’inde divan şiirinin bazı taraflarını eleştirmiş, hatta bu eleştirilerinde delil olarak divan edebiyatının Fuzûlî, Nâbî, Nef‘î ve Nedîm gibi meşhur şairlerinden örnekler de vermiştir. Ali Emîrî Efendi, onun hakîmane üslûpla kaleme aldığı manzumelerini takdir ederken Fâik Reşad kendisini vasat bir şair olarak kabul eder ve şiirle fazla meşgul olmadığını, nesrinin nazmına göre daha kuvvetli sayıldığını, bu sebeple kendisine şairden çok münşî denmesinin daha uygun olacağını belirtmiştir. Esasen Mîzânü’l-edeb’in hâtimesinde, Osmanlı ülkesinde şiir yazanların çokluğuna karşılık nesirle uğraşanların azlığı dolayısıyla nesirle meşgul olmayı tercih ettiğini söyler. Çeşitli antolojilere de alınan, “Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni” mısraıyla biten muhammesi meşhurdur.