Dünya-Tarihinin Sınırında Tarih

Ranajit Guha

By Number of Pages Dünya-Tarihinin Sınırında Tarih Quotes

You can find By Number Of Pages Dünya-Tarihinin Sınırında Tarih quotes, by number of pages Dünya-Tarihinin Sınırında Tarih book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Vergilerin toplanmasından, yargı sistemi ve sömürge ordusu aracılığıyla arazi mevzuatının çıkarılmasına, Batı tarzı eğitim ve İngilizce'nin resmi dil mertebesine yükseltilmesi yoluyla sömürgeci bir kültürün yayılmasına kadar bütün idari işlerin, yani 'İngiltere'nin Hindistan'daki İşi'nin her veçhesinin yolunda gitmesi, Hindistan tarihinin, James Mill'ın gayet ferasetli bir şekilde iddia üzere, Britanya tarihinin hayli ilginç bir parçasına' indirgenmesine bağlıydı.
Sömürgeleştirilenlere, istila ve sömürgeleştirmenin el koyduğu geçmiş­lerini yeniden ellerine alma çağrısında bulunan bir tasarı özü iti­bariyle radikal bir niteliğe sahip olduğu için, bu sorunlar zihinler­de belirmek zorundadır zira. Mülksüzleştirenleri mülksüzleştirme çağrısı niteliğindeki bu tasarı, meselenin köküne kadar gitmesi ve apaçık bir mülksüzleştirme olan bir tarihyazımının neleri içerebi­leceğini sorması anlamında radikaldir.
Reklam
Karşılıklı tanınma, bireyin 'bireyselliğini muhafaza edebilmek amacıyla', kendi çıkarlarını tatmin etmeleri için kendisini başkalarına bir araç olarak sunmasını ve aynı zamanda , kendi çıkarlarını tatmin etmek için de onları yalnızca bir araca indirgemesini gerektirir.
TARİHİN NEŞRİ YA DA DÜNYA-TARİHİNİN İCADI
Dünya-tarihine kabul edilme koşullarının Avrupa lehine askıya alınmasını ya da değiştirilmesini sağlayan ve dünyanın geri kalan kısmına katı bir şekilde dayatılan ayrım Hegel'in evrimsel ilerleme fikri ışığında düşünüldüğünde, bu ayrım zamanının biraz ilerisinde olan, ama bilimsel açıdan hiç de tarafsız olmak gibi bir iddiası olmayan Darvinci bir teoridir. Bilâkis, güçlülerin zayıflar üzerindeki zaferi , doğru ve yanlışa ilişkin hayli kadim ve daha üstün olduğu farzedilen bir anlayışa göre hem gerekli hem de haklı addedilir. Hegel Hukuk Felsefesinde "devlet kurmak kahramanların hakkıdır" der. Bu uygulamanın yardımseverlik ruhuyla mı ya da şiddete başvurarak mı yapılmadığının, hatta sözcüğün bilinen anlamıyla kötü olmasının pek bir önemi yoktur; zira burada söz konusu olan şey, kendisin faili olarak hareket eden kahramanın eylemlerinde nesneleşen ve fiili hale gelen İdea'dır.
Tarih öncesi bu durumda, rejimin kendine şekil vermek için kullandığı kilden ibarettir.
Dünya-tarihi, fethedilenler ve sömürgeleştirilenler üzerindeki hakimiyetini bir hegomanya suretiyle taçlandırmak için Tarih-öncesine gerek duyan Batılı güçlerin sömürgeci kariyerlerinden alır içeriğini. Çünkü böyle bir hegemonyanın peşinde olan herhangi bir güç- ki bütün liberal- emperyalist devletler bu emeli beslerler - imparatorluk inşa etmek için tabi halkın sömürgelik öncesi geçmişini kendi çıkarları için ya doğrudan kullanacak ya da aynı amaca dahi incelikli yollardan ulaşmak için onu yeniden yazarak isteyeceklerdir.
Reklam