Kan davalısının üzerine silah doğrultan Ali'lerin, vurulan Sarı Mehmet'lerin, ölmekten değil öldürmekten kaçan Kancık Aziz'lerin hikayesi...
Bir oğlunu toprağa verip, diğerini kan davasına kurban etmeye gönüllü; "oğlumun kanı yerde kalırsa ahirette iki elim yakanda" diye dövünen anaların hikayesi...
Birtakım politikacıların ve onların uydusu haline gelmiş birtakım yazarların, çizerlerin, -tıpkı kan davalısını öldürmezse oğluna sütünü helal etmeyen analar gibi- gençleri farklı fikirlerle birbirine kırdırmaya çalışanların hikayesi...
Değişimden, değişmenin çirkinleştirme ihtimalinden nasip alanların hikayesi...
Zühre'nin, Asorti Beki'nin, Hoca'nın, Allah'a Yan Bakan'ın, Anasınıngözü Kaptan'ın, Fıstıkçı Cevdet'in hikayesi...
Koskoca dünyada yalnız kalanların ve tüm olanlara "boşveeeer, biz işimize bakalım" diyenlerin hikayesi...
Tarık Buğra'nın diğer eserlerinin yanında gölgede kalmış olsa da, enfes betimlemelerle, akıcı üslubuyla okunmaya değer bir kitap, tavsiyedir.