El-Kindi’den İbn Sina’ya, Gazzali’den İbn Haldun’a, İslam Felsefesi - Mutezile - İhvan-ı Safa Din-Felsefe Tartışmaları

Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5

Sadık Usta

Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5 Quotes

You can find Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5 quotes, Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Eksikliğini hissetmiyorsanız, yığınla bilginin size hiçbir faydası olmaz.
Evrenin oluşumunu matematiksel idealarla açıklama arzusu, birçok okul ve yönelimin ortaya çıkmasına neden olmuştu. Bunların bir kısmı sayıları ölçünün kıstası olarak görerek çizgiyi iki nokta, yüzeyi ise dört nokta üzerinden açıklamaya çalıştı. Başkaları ise hem çizginin hem de yüzeyin ifadesi olarak hacmi (üç boyut) kıstas almayı öneriyordu. Büyük çoğunluğa göreyse sayı ilkeydi; sayılardan çıkan bütünlük ise birinci ilkeydi. Bütünlük ve birlik hem zorunlu olarak birbiriyle var olmaktaydı hem de birbirinin devamıydı. Böylece sayıyı düzene sokarak onun bütünden üç çeşit şekilde çıkmasını sağladılar. Bunlardan biri aritmetiğin sayılarıdır; ikincisi matematiğin sayılarıdır, üçüncüsü ise nesnelerin oluşmasını sağlaması için kendisini tekrarlayan sayılardır.
Sayfa 293Kitabı okudu
Reklam
“Zamanın ters, sohbetin faydasız, her reisin bezgin olduğu ve her başın bir ağrı taşıdığını görünce, evime kapanıp şeref ve haysiyetimi korudum ve izzet olarak bununla kanaat ettim. Yanımda bulunan ve avucumda ışıldayan hikmet şarabını içerim, yarenlerimse mürekkep şişeleridir, musikim ise onların çıkardığı seslerdir. Aynı zamanda, artık eskilerde mevcudiyetleri kalmamış olan hikmet ehlinin sözlerinden meyveler toplarım...” Farabî - el-Medinetü'l Fazıla
Sayfa 256 - Maarif baskısı, İstanbul, 1956, s.II.Kitabı okudu
Muaviye ve oğlu Yezid zalimlikleriyle tarih yazmışlardır, bu yüzden İslam Devleti'nin temellerindeki katkıları hep görmezden gelinmiştir.
Gazzali Epistemolojisi
"Allah beni bu hastalıktan kurtardı, zihnim tekrar sağlığına ve dengeye kavuştu; bu sayede zorunlu akli bilgiler tekrar geçerli ve güvenli hale dönerek kesinlik kazandı. Bu durum, mantıki deliller getirmek ve söz düzenlemekle değil, yüce Allah'ın kalbe bıraktığı bir nurla oldu. O nur, birçok bilginin anahtarıdır. Eğer bir kimse [ilmi] keşfin sadece kitaplarda yazılı delillere bağlı olduğunu sanırsa, yüce Allah'ın geniş rahmetini daraltmış olur." Gazzali
Sayfa 317Kitabı okudu
Felsefi ve bilimsel hücumlar, çoğunlukla basit ama ezber bozan bir tezle başlatılır.
Reklam
"Her Salı günü Halife el-Me'mun'un sarayında düzenli tartışmalar tertiplenirdi. Önce yemekler yenir, daha sonra da halifenin huzurunda özgürce ilmi konular tartışılırdı. Gece başladığında ikinci kez yemek yenir ve sonra herkes yeniden dağılırdı. Bu ilmi meclislerde farklı dinlerden ilahiyatçılar hazır bulunurdu. Mesela Müslüman kelamcılardan başka, Mecusilerin dini lideri Acer Fernbağ ve Manilerin din âlimi Yazdanbeth de bu toplantılara katılırdı. Hatta Mecusilikten ayrılmış bir başka zındık dahi bu toplantılarda Mecusilerin liderine karşı özgürce fikirlerini ortaya koyabiliyordu. Halife el-Me'mun Emevi hükümdarların aksine bu toplantıları hakikatin araştırılmasında önemli bir vesile olarak görüyordu. Hatta bu meclislerde bazen İmam Rıza bile ruh göçünü savunanlarla veya Hıristiyanlarla tartışabiliyordu."
Sayfa 107 - El-Mesudi'den aktaran, Abdülhüseyin Zerrinkub, İslam Medeniyeti Mucizesi, çev. Abuzer Dişkaya, Ağaç Yayınları, İstanbul, 2009, s.132-133.Kitabı okudu
Gazzali ve Nizamülmülk gibi dönemin yöneticileri ve aydınları, çökmekte olan bir uygarlığın yıkılışını engellemeye çalışan gerici-muhafazakâr düşünür ve siyaset adamlarıydı. Kuşkusuz Gazzali'nin ortaya attığı tezlerle hem düşün tarihinde hem de Islam ülkelerinin tarihsel gelişiminde bir katkısı olmuştur. Ancak önerdiği siyasi-kültürel program da felsefesi gibi gericiydi. Her şeyin yaratıcısının Tanrı olduğunu, insanlığın kaderinin her aşamada Tanrı tarafından çizildiğini düşündüğünden dolayı toplumların itaatkâr olmasını; eğer uygulanması gerekiyorsa despotik bir yönetim tarzının benimsenmesi gerektiğini savunuyordu. Bu yüzden de muhalif aydın ve düşünürlerin yoğun ilgisine mazhar olmuş Batıni hareketlere düşmandı. Onların özgürlük ve eşitlik davasını din ve devlet düşmanlığı olarak görmekteydi. Bu nedenle Gazzali, eşitlikçi ve özgürlükçü hareketleri ve isyanları lanetlemiştir. Ona göre bu akımlar, Tanrı'nın ve peygamberin halefi olan Halife'nin buyruğuna karşı gelmektedir. Ona göre Allah istediğine mal-mülk verir, istediğini de rezil ve rüsva ederdi. Eğer biri "acınacak durumdaysa" bunun bir sebebi vardır ve bu Allah'tandır. Gazzali siyasi açıdan da gericiydi, fakat bunlar iki farklı düzlemdir.
Sayfa 321Kitabı okudu
Ömer Hayyam'dan
"Bilimadamlarının nasıl yıkıma uğrayarak bir avuç kaldıklarına tanıklık ettik; onların sayıları ne kadar azaldıysa acılarımız da o kadar büyüdü. Onların, içinde bulundukları durum karşısında hayatlarını sadece ve sadece bilime hasretmeleri konusunda sorumlulukları vardır. Ancak günümüzde aydın geçinenlerin büyük bir çoğunluğu hakikati yalanla örtbas ederek ve ellerindeki bilgiyi sadece küçük ve maddi çıkarlar için kullanarak görünüşte aydın olmaktan öteye geçemiyorlar. Gerçek anlamda bilgiye ulaşma ve hakikati elde etmeyi aşk derecesinde amaç haline getirmiş; kibri ve yalanı kendisinden uzak tutan; aldatıcı ve göz boyayan görüntüye kapılma- yan herhangi birine rastladıklarında da onu hemen karalamaya başlıyor ve onunla alay ediyorlar."
Sayfa 333 - Ömer Hayyam, F.Woepcke'den aktaran A. Rosen, age., s.137-138.Kitabı okudu
Felsefenin tarihi
" Farabi'ye göre felsefe, Yunan'da boy vermeden önce Ortadoğu'da ortaya çıkmış, Mısır'ı takip ederek Yunan diyarına uzanmıştı. Ancak şimdi “uzun bir aradan” sonra yeniden anayurduna dönmüş ve Doğu-İslam dünyasını yurt edinmişti. "
Sayfa 245 - Farabi, Mutluluğun kazanılması, çev. Ahmet Arslan, Kültür bakanlığı yay., Ankara, 1999, s.88-89.Kitabı okudu
284 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.