Ken Follett’in, olağanüstü bir tarihî destan olan Yüzyıl Üçlemesi’nin birinci kitabı Devlerin Düşüşü, “panoramik ve büyüleyici bir kitap, günlerce veya haftalarca aklınızdan çıkmayacak” (USA Today) övgüleriyle uluslararası bir sansasyon yarattı. Şimdi de Dünyayı Saran Kış, tam da ilk kitabın bıraktığı yerden başlıyor: Birbiriyle ilişkili –Amerikan, Alman, Rus, İngiliz ve Gallerli– beş aile; Üçüncü Reich’ın yükselişi ile muazzam bir sosyal, politik ve ekonomik çalkantı içine giriyor. İspanyol İç Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı’nın büyük dramları içinden geçerek Amerikan ve Rus yapımı atom bombalarının patlamasına ve Soğuk Savaş’ın başına doğru ilerliyor. Alman bir baba ve İngiliz bir anneden doğan Carla von Ulrich, hayatının bir Nazi dalgası tarafından yutulduğunu fark ediyor –ta ki büyük bir cesaret gerektiren ve muazzam ölçüde ıstırap yaratacak o işe kendini adayana kadar… Birlikte bir sırrı paylaşan Amerikalı biraderler Woody ve Chuck Dewar; köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemde ve biri Washington’da diğeri Pasifik’in kanlı ormanlarında, birbirlerinden farklı yollar izliyor... İngiliz öğrenci Lloyd Williams, İspanyol İç Savaşı’nın ateş hattındayken Faşizm kadar Komünizmle de savaşması gerektiğini keşfediyor… Sosyal statü basamaklarını çıkmaya başlayan Daisy Peshkov, sadece popülarite ile ilgileniyor ama savaş onun da hayatını dönüştürürken kuzeni Volodya, Sovyet İstihbaratında kendine bir yer ediniyor ve bu, sadece devam eden savaşı değil gelecek savaşı da etkileyecek bir yer… “Büyük Resmi Görmek Açısından Bugüne Kadar Yazılmış En Çarpıcı Kurgulardan Biri.” -The Seattle Tımes- “Kriz İçindeki Bir Dünyanın İnsanı Zorlayan Portresi.” -The Washıngton Post- (Tanıtım Bülteninden)
