Siperlerde ayaklarında ayakkabı olmayan sıska insanlar gördük; bizi görünce ayağa kalktılar, yüzleri soluktu ve yırtık elbiselerinden soğuktan morarmış bedenleri görünüyordu. Üstümüze atılarak sordular: “ Okunacak bir şey getirdiniz mi?”
Şu toplumsal organizmanın canlılığı kadar şaşırtıcı bir şey yok dünyada… En büyük felaketlerin karşısında bile nasıl dayanıyor, kendini besliyor; giydiriyor, eğlendiriyor…
Asker arasından biri şöyle söze başladı: “Yoldaşlar! İnsanların kendi mezarlarını kazdıkları ve bunlara siper adını verdikleri yerlerden sizlere selamlar getirdim!“
“Siz yabancılar bu Ortaçağ Monarşisine bu kadar uzun zaman katlandığımız için bizi kim bilir ne kadar ayıplıyorsunuzdur!” Dedi. “Ama biz Çarın dünya yüzündeki tek zalim olmadığını biliyorduk; kapitalizm daha kötüydü ve bütün dünyada kapitalizm imparatorluğu vardı…”