şu toplumsal organizmanın canlılığı kadar şaşırtıcı bir şey yok dünyada.. en büyük felaketlerin karşısında bile nasıl dayanıyor, kendini besliyor; giydiriyor, eğlendiriyor..
öldünüz bu kaçınılmaz savaşta
özgürlüğü için, onuru için halkın.
canınızı, canınızdan çok sevdiklerinizi verdiniz
çok çektiniz korkunç zindanlarda
zincirlere bağlanarak gittiniz sürgünlere
taşırken zincirleri, sızlanmadınız, unutmadınız acı çeken kardeşlerinizi;
adalet daha güçlüdür kılıçtan çünkü
çektiklerinizin hesabı sorulacak bir gün.
vakti geliyor, istibdat yıkılacak, ayaklanacak halk, büyük ve özgür.
hoşçakalın kardeşler, soylu bir yol seçtiniz,
söz veriyoruz mezarlarınızın başında dövüşmeye; çalışmaya, mutluluğu için halkın.
Şubatın ilk günlerinde proletarya ile burjuvazi ve sovyetlerle hükümet arasında başlayan mücadele en üst noktasına varmak üzereydi. Bir sıçrayışta Ortaçağdan yirminci yüzyıla geçen Rusya, sarsılan dünyaya iki devrim sahneliyordu: birbirleriyle ölüm kalım savaşına girmiş siyasal devrim ve sosyal devrim.
Görünüşte, her şey durgundu. Yüz binlerce insan ihtiyatla evlerine dönüyor, erkenden kalkıp işlerine gidiyorlardı. Petrograd’da tramvaylar işliyor, mağaza ve lokantalar kapılarını açıyor, tiyatrolar oyunlar düzenliyor ve bir resim sergisi son hazırlıklarını yapıyordu… Savaşın bile kesip atamadığı alışılmış karışıklığın içinde yaşam akıp gidiyordu. En kötü felaketler karşısında bile yemesini, giyinmesini ve eğlenmesini sürdüren sosyal organizmanın canlılığından daha şaşırtıcı bir şey yoktur.
Lenin ayağa fırladı:
-- Haklı bir barış istiyoruz. Ama devrimci bir savaştan da korktuğumuz yok. Emperyalist hükümetlerin çağrımıza cevap vermemeleri büyük bir olasılık içindedir. Fakat bir ültimatom da yollamak istemiyoruz. Zira böylelerine kolayca hayır denebilir.
“Eğer Alman proletaryası tüm barış önerilerini dikkate almaya hazır olduğumuzu anlarsa, bu bardağı taşıran son damla olur ve devrim Almanya’da da başlar..”
Bolşevikler iktidarı alırken ne varlıklı sınıflarla ya da çeşitli siyasal önderlerle anlaşmaya girişmiş ve ne eski hükümet mekanizmasını kendilerine bağlamak istemişlerdi. Ufak bir kliğin örgütlenmiş şiddet eylemi de değildi bu. Eğer tüm Rusya’da kitleler ayaklanma için hazır olmasalardı başarısızlık kesin olurdu. Bolşeviklerin tek başarı nedeni, halkın en derin, köşelerinde yatan geniş ve basit işlemlerini harekete geçirerek geçmişi yıkmak ve kendileriyle birlikte henüz dumanı tüten bu yıkıntılar üzerinde yeni bir dünya kurmak için onları işbaşına çağırmasıdır.
Pencerelerden boğuk boğuk top sesleri geliyor ve delegeler birbirlerine bağırıyorlardı. Yeni Rusya, böylece, karanlıklarda patlayan toplar, kinler, korkular ve her şeyi göze almış insanların arasından doğuyordu.