Hayatımın içinde her zaman bir eksiklik hissettim. Bu eksikliğini; askerlik zamanında, 24 yaşında, gazinoda bulunan tozlu kitaplıkta okunmasını bekleyen, birbirinden değerli kitapları görünce farkettim. Elimi atıp ilk kitabı aldim. Turgut Uyar'dan "büyük saat" eserini elime alıp okumaya başladım. Hayatında toplasan 5 kitabı okuyup bitiremeyen ben, şiir mi okuyacaktim. İmkansız. Okumaya başladım ve beni bekleyenin farkında değildim. Beni benden alan beni ancak bu kadar ifade edebilen, her satırda kendimi gördüğüm şiirlerle karşılaştım. O günden sonra şiir kitabı okumadım. Çünkü bende uyandırdığı duygulara yenik düşmek istemedim.
Ta ki o gün. 1k da ilk arkadaşlık kurduğum. İlk sohbet edip, ilk mesaj attığım. Kitaplarla ilgili ilk sohbet ettiğim, değerli abim ve adaşım Özgür Köktürk'ün bir şiir kitabı yazdığını ve yayınlandığını öğrendim. Kitabi adıma imzalı şekilde temin ettim.
Kitabi kutuphanemde neredeyse bir sene okumadan beklettim. Çünkü kitabın adı bile insanı duygulara bogacaginin habercisiydi. En sonun da kitabı elime alıp okumaya başladım......
Mükemmel bir anlatis ve mizah anlayışıyla karşılaştım. Duygu yogunlugunun tavan yaptığı bir seviyede bitirdim. Keşke hiç bitmese diye söylendim kendi kendime. Ağır ağır okuyup iyice anlayarak okumanızı tavsiye ederim.
Devaminida bekliyorum Özgür abi...