Düşünce Özgürlüğü

Harold Joseph Laski

Düşünce Özgürlüğü Posts

You can find Düşünce Özgürlüğü books, Düşünce Özgürlüğü quotes and quotes, Düşünce Özgürlüğü authors, Düşünce Özgürlüğü reviews and reviews on 1000Kitap.
Her ülkede, alışılagelmişin dışındaki tüm düşüncelerin toplum barışını hemencecik ortadan kaldıracağını sanan bir yığın ahmak vardır.
Akıllı bir hükûmet, dostlarının övgüsünden çok, muhalefetin eleştirilerinden dersler çıkartır. Kendine yönelen eleştirileri sınırlamaya kalkan hükûmet, çöküşünü hazırlar.
Reklam
Bugünün baskılamak isteyebileceğimiz aykırı düşünceleri, yarının genel kabulleri olabilir. Her yeni gerçek, başlangıçta hep tek bir kişinin gerçeği olmuştur; gerçeği önce bir kişi sonra genel olarak herkes kavrar. Yeni bir fikrin gerçeğe dönüşebilme olanağı engellenerek dünyaya bir şey kazandırılamaz. Üstelik baskılanmaları gereken fikirlerle serbest bırakılmaları gereken fikirler arasında yapılacak bir ayrımın ya da seçimin başarılı olma olasılığı da yoktur. Hatta en doğal ve sıradan günümüz gerçeklerinin, geçmişin yıkıcı diye yasaklanmış fikirleri olduğunu söylersek abartmış olmayız.
Bir tür psikolojik dürtü, insanı, ne yasaklanmışsa onun peşine düşürür; yasaklananı bilmenin hep özel bir hazzı vardır. İfade edilmesi yasaklanmak istenen düşüncelerin, çeşitli yollardan daha geniş çevreye yayılmasını engelleyebilecek bir sindirme tekniği bugüne kadar henüz bulunamadı.
Zorbalık fikirleri değiştiremez, bir bakıma güçlendirir ve belki de hiç ilgilenmeyecek kişileri cezbeder.
İfade özgürlüğü bir kere yok edilmeye görsün, artık toplumsal kurumlar da eleştirilemez. Yalnızca yönetenlerin iradesiyle çakışan fikirler dikkate alınmaya başlar. Ses çıkartmamak, onaylamak sayılır ve bundan böyle alınan yasaya uygun kararlar, toplumun bütününün ihtiyaçları değil, sadece kudretli oldukları için iktidara kaynağında erişebilenlerin ihtiyaçlarını karşılar. Tarih, bize zorbalığa giden yolun her zaman düşünce özgürlüğünü yok etmekten geçtiğini öğretiyor.
Reklam
ÖZGÜRLÜĞÜN SIRRI
Özgürlüğün asıl güvencesi, son tahlilde, özgürlüğe karşı girişilen her saldırıyı göğsünü siper ederek püskürtmeye kararlı insanların varlığıdır. Demek istediğim devleti, her zaman anarşist bir grubun halesi saracaktır, bunu kabul ettim; ama bu tamamen arzu edilebilir bir durumdur, çünkü sonuçta özgürlüğün sırrı, direnme cesaretidir.
Özgürlük dilediği gibi davranmak değildir gibi ucuz bir dedikoduya pabuç bırakmamalı, aksine özgürlüğe getirilmek istenen her sınırlama önerisini, ince eleyip sık dokumalıyız. Unutmayalım özgürlük düşmanları, hiçbir zaman özgürlüğe karşı olduklarını kabul etmezler; sınırlama önerilerini mutlaka başka zeminlerde savunurlar. Ancak ben kendi payıma, ne kadar isabetle belirlenmişler denirse densin, özgürlük tapınağını doğal yetiler hapishanesine çevirecek ilkeler önünde boyun eğmeyeceğim.
Samimiyetle söylüyorum ki onlar, özellikle demokratik toplumda özgürlüğün karşılaştığı ve şerlerinden korunmak için acilen gardımızı almamız gereken en büyük tehlikedirler. Özellikle demokratik toplumda, diye altını çizerek söylüyorum. Çünkü demokratik toplumda kendilerini özgürlüğe adamış kimselerin oranı görece düşüktür ve önemli dramatik olaylar cereyan etmedikçe ortalıkta görünmezler. Özgürlüğe ufak ufak getirilen sınırlamalar birikir, sel olur, tiranlığa doğru akarlar. Tartışmasız, toplum yararına olduğu kanıtlanmayan hiçbir sınırlama, mevzuata sokulmamalıdır. Makul ölçüde kaldığında dahi, kişiliğin gelişmesini engelleyeceği kesin olarak ortaya konulamayan hiçbir davranış, yasaklanmamalıdır.
Bu insanların her şeye karışması kadar düşünce özgürlüğüyle bağdaşmayan başka bir şey bilmiyorum. Bunlar, insan onuruna hiç saygı duymuyorlar. Farklı yaşayan insanların farklı düşündüklerini, bu denli farklılıkların bulunduğu bizimki gibi bir uygarlıkta, mutlak kuralların uygulanamayacağını bir türlü kavrayamıyorlar. Başarılarının, bize neye mal olduğunu bilebilmek imkânsız. Güçlü oldukları yerlerde, öfke hariç hiçbir alanda, ne büyük bir sanat ne büyük bir edebiyat yeşeriyor. Calvin'den sonra, Cenevre'de yayımlanan, bir Cenevreli yazarın kaleminden çıkmış edebî değeri yüksek tek bir eserin bulunmaması boşuna değil. Prütanizmin aşırılıkları, Restorasyon dönemi edebî ve sanatsal verimlilik patlamasını açıklıyor. Bu adamlar ellerinden gelse, sadece kendilerinin meşru gördükleri amaçlar için kullanılan araçların meşru olabileceğine inanan, hoşgörüsüz ve acımasız birer Engizisyon yargıcı olup çıkacaklar. Byron ve Shelley'in sürgüne gitmelerine bunlar sebep oldular; farkına varamasalar da sürgünün utancını taşıyorlar. Bunların iflah olmaz kibirlerinden yanlarına varılmaz; hiç çekinmeden, insani doğal yetenekleri kurban ederler. Çoğunlukla cahil, genellikle tehlikeli, her daim etkindirler. Hep tetiktedirler, özgürlük dostları gevşek davrandıklarında, isteklerini gerçekleştiriverirler. İnsanı, kendi suretlerinde biçimlendirmeye kalkar, böylece düşünülebilecek en büyük hakareti yaparlar.
78 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.