Düşünce ve Uygarlık Tarihi

Hüseyin Öztürk

Düşünce ve Uygarlık Tarihi Gönderileri

Düşünce ve Uygarlık Tarihi kitaplarını, Düşünce ve Uygarlık Tarihi sözleri ve alıntılarını, Düşünce ve Uygarlık Tarihi yazarlarını, Düşünce ve Uygarlık Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir toplumun ruhî hayatında bulunan düşünce ve eğilimler, duygular ve istekler, devrin düşüncelerine de etki eder.
Sayfa 17
1/10 puan verdi
İlk 50 sayfada bile yazarın kedi dünya görüşünü genel geçer doğrular olarak paylaştığını görüyoruz ve bu durum kitabın objektifliğine gölge düşürüyor. Kitaptan vereceğim şu alıntı anlatmak istediğimi daha net gösterecektir. "Bununla birlikte, fert olarak, tarihte dinden nasibini almayan kişiler de görülmüştür. Bu gibi kimselerin ruhi hayatları yıkık, kuru ve adeta taş gibi duygusuz insanlardır. Çünkü bunların vicdanları körelmiş, hayatın maddi ve manevi acılarına dayanacakları ve sığınacakları manevi desteği kaybetmişlerdir. Bu duruma düşenler suç işlemeye çok müsait insanlardır. Çünkü ceza kanunlarının dışında manevi bir sorumluluğa ve her zaman kendilerini kontrol eden dini bir müeyyideye inanmazlar. Bu yüzden de yapamayacakları kötülük yoktur. Hâlbuki dindar insan sadece ceza kanunlarından korkmaz, manevi sorumlulukları da göz önünde tutar." Açıkçası yukarıda paylaştığım cümlelere "Düşünce ve Uygarlık Tarihi" isimli bir kitapta rastlamak beni oldukça şaşırttı. Yazar herhangi bir dine inanmayan kişilere; duygusuz, içleri kötülükle dolu ve potansiyel birer suçlu gözüyle bakıyor. Bir İslam aliminin yazacağı dini bir kitapta bile böyle cümlelere rastlamak pek mümkün olmaz diye düşünüyorum. Saygılarımla.
Düşünce ve Uygarlık Tarihi
Düşünce ve Uygarlık TarihiHüseyin Öztürk · Ülke Yayın Haber · 19872 okunma
Reklam
"Medeniyet, insanın soyaçekimle getirmemiş olduğu bütün başarıları, özellikleri ve ürünleridir. Teknoloji bunların maddi tarafını kültür ise manevi tarafını teşkil eder. Kültür ve medeniyet kendisini dille anlatır, dille gösterir, dille yansıtır, dil bu yüzden bütün kültür ve medeniyetin en genel şeklidir denilebilir. Dil, böyle genel bir şekil olunca onu yakalayan, onu saklayan, onu koruyan, onu biriktiren, onu yansıtan, onu varlıkta tutan yazı da; bütün kültür ve medeniyeti olduğu gibi göstermiş olur. Felsefi bir deyimle; yazı dili, dil kavramları, kavramlar ise varlıkları gösterir. Bu bakımdan insanın varı-yoğu nerede ise hep yazıdadır."