İnsan ne vakit seçilip alındığını da ne vakit terk edildiğini de çoğu kez bilmez,
olayın hep arkamızdan gelişmesi bir yana, bu tür ani dönemeçlerin gerçekleştiği anı diğerlerinden yalıtmak mümkün olmadığı için, aynı şekilde, insan seçilip alınmasının öz değerlerinden ya da erdemlerinden ötürü mü, kendi eşsiz varlığından ötürü mü, kendisi kararlılıkla devreye girdiğinden ötürü mü, yoksa sadece, bir başka yaşama rastlantı sonucu karıştığından ötürü mü olduğunu hiç bilemez.
Düşlerimi size anlatayım mı, bilmiyorum. Çünkü eski zaman düşleri, modası geçmiş, yetişkin bir erkekten çok bir ergene uygun. Resimli, hem de ayrıntılı öyküler içeriyorlar, çok renkli düşler olmakla birlikte akışları biraz ağır; hayali geniş ama temelde basit bir ruha, pek düzenli bir ruha yaraşır türden. Sonunda insanı biraz bıktırıyorlar, çünkü düşleyen kişi hep bir sona varmalarından önce uyanıyor, düşleme dürtüsü ayrıntıları resimlemekle tükeniyor da sonuçla ilgilenmiyormuş gibi, düş görme eylemi, bir amaçtan yoksun da olsa, tek ideal etkinlikmiş gibi.
.
İstediğim şey ölüm saatim gelip çattığında başucumda hayatımın özü olan şeyin bulunması, o da hayatımın olmuş olduğu şeyden başkası değil ve onun sen olmuş olman için şimdiden itibaren, ömrümün sona erdiği o ana kadar yanımda bulunman şart.
O saat gelip çattığında senin anılara karışmış olmana, bizim şu anda içinde yaşadığımız berrak zamanımız artık uzak, bulanık bir çağa dönüşmüşken, senin orada kalmana dayanamam, çünkü ömrümde en çok nefret ettiğim, hep göz ardı edip yadsımaya çabaladığım şey anılardır, eski zamanlar ve onlara karışıp gitmektir, onları daha oluşurlarken derinlere gömmeye uğraşırım, içinde yaşanılan, değer verilen, övülen her bugünü, bugün olmaktan çıkıp geçmişe dönüştüğü oranda, ne ad vereyim bilemediğim, ancak kendi kendisinin sabırsız ardılı ya da şimdi-olmayan şey diye adlandırdığım şey ondan baskın çıktığı ölçüde yadsırım.
İşte bu nedenle şimdi gitmemelisin, çünkü şimdi gidecek olursan yalnız hayatımı ve aşkımı ve bilinçli yaşamımı elimden almakla kalmayacak, kendime seçtiğim ölüm biçimini de benden alacaksın.
Sen benim hayatımsın, aşkımsın ve bilinçli yaşamımsın ve madem yaşamım sensin, ölürken yanımda başka birinin bulunmasını istemem.
Hem günün birinde can çekiştiğimi haber alınca ölüm döşeğime koşmanı da istemem, ben artık seni göremezken, kokunu içime çekemezken, yüzünü öpemezken cenazeme gelmeni de istemem, hatta her birimiz kendi acınası ya da uzak yaşamlarımızı sürmüş de hayatta kalmışsak bana ömrümün son yıllarında eşlik etmeyi kabullenmeni ya da o yolda çabalamanı da istemem.
.