Kadın kalbi, birbiriyle ilgisiz birçok gözü olan küçük sır kutularına benzer. Açacağım diye paralanır durursun, tırnaklarını parçalarsın, sonunda bula bula ya kurumuş bir çiçek ya da biraz toz bulursun.
"Robespierre, azınlığın haklarını savunurken, XVI. Louis'yi Milli Konvansiyon'un önüne götürdü ve halkını kurtardı. Sonuçlar olayları meşru kılar. Diktatörlük kimi zaman zorunludur. Yaşasın zorbalık! Elverir ki zorba iyi şeyler yapsın!"
Sadece eş ve anne olarak çektiğim şu kederler, kaygılar, aşağılanmalar olsaydı, nasıl olsa önümüzde ölüm var diye yine de yanmazdım; ama asıl kötüsü şu yalnızlığım, şu kimsesizliğim...
Bir korku taşkınlığıydı bu. Gazetelerden, kulüplerden, gösterilerden, doktrinlerden, üç aydır kendilerini dehşete düşüren her şeyden öç alınıyordu. Kazanılan zafere rağmen, eşitlik (savunucuları için bir ceza, düşmanları için acı bir alay konusu olarak) görkemle dolanıyordu ortalarda: Vahşi hayvanların eşitliği halinde, çünkü zenginlerin çıkarlarının bağnazlığı, yoksulların ihtiyaçlarının yarattığı azgınlıkla bir denge meydana getirmekteydi.
Yalnız aşkla dolu, en büyük yalnızlıkları dindirecek kada zengin, sevinçlerle dolup taşan, dertlere meydan okuyan, saatlerin, sürekli bir iç döküşle yitip gideceği, yıldızların kırpışması gibi yüce ve parıltılı bir hayat hayal ediyorlardı.
Dominiklerin bir cellat olan Tanrısı yerine romantiklerin bir dokumacı olan Tanrısını koyuyorsanız, nihayet, mutlak kavramınız atalarınızınkinden daha geniş değilse, krallık sizin cumhuriyetçi biçimlerinizin arasından sızacak ve kızıl başlığınız bir papaz külahından başka şey olmayacaktır! Şu farkla ki, işkencenin yerini hücrede çürütme, dine saldırmanın yerini, kutsal şeyleri aşağılama; Kutsal İttifak'ın yerini Avrupa Birliği alacaktır. XIV. Louis döküntüleri, Voltaire yıkıntılarıyla, üstüne vurulmuş, krallık badanasıyla, Ingiliz Anayasası'ndan alınmış parçalarla yapılıp, herkesin hayran olduğu bu güzel düzende belediye meclisleri belediye başkanını, il genel meclisleri valilerini, meclisler kralı, basın iktidarı, hükümet ise herkesi rahatsız edip duracaktır.
Bu kadının en ufak sözlerini, bakışlarını, çözümlenmez, ama yine de anlamlı olan binlerce ayrıntıyı bir tartıya vurdu. Ne güzel olurdu böyle bir metresinin olması!