İyi gelişmiş duygusal becerilere sahip kişiler yaşamlarını daha doyumlu ve etkili bir şekilde sürdürerek, kendi verimliliklerini besleyecek zihinsel alışkanlıkları edinebilir; duygusal hayatını bir şekilde kontrol altına alamayan kişiler ise, kendi içlerinde, işe odaklanıp açıkça düşünmelerini sağlayacak yetenekleri baltalayan savaşlar verir.
People with well-developed emotional skills can lead more fulfilled and effective lives and can adopt habits of mind that nurture their own productivity; people who are unable to control their emotional life in some way fight battles within themselves that undermine their ability to focus on work and think clearly.
Duygusal özdenetim -doyumu erteleyebilme ve fevri davranışları zaptedebilme- her başarının altında yatan özelliktir. Tıkanıp kalmamak (akış haline girebilmek) her tür yüksek performansı mümkün kılar. Bu beceriye sahip kişiler, yaptıkları her işte daha üretken ve etkili olabilmektedir.
Emotional self-control—the ability to delay gratification and control impulsive behavior—underlies every success. Not getting stuck (being able to enter a state of flow) makes all kinds of high performance possible. People with this skill can be more productive and effective in everything they do.
Birçok bulgu gösteriyor ki, duygusal yetenek sahibi -kendi duygularını tanıyan ve idare edebilen, başkalarının duygularını okuyup onlarla etkili bir şekilde başa çıkabilen- kişiler, hayatın her alanında -gerek romantik, yakın ilişkilerde, gerekse kuruluş içi politik ilişkilerde başarıyı belirleyen sözsüz kuralları kavrama becerisinde- avantajlıdırlar.
Numerous findings show that people with emotional ability - the ability to recognise and manage their own emotions, to read and deal effectively with the emotions of others - have an advantage in all areas of life, whether in romantic and intimate relationships or in the ability to grasp the non-verbal rules that determine success in political relations within organisations.
Daha fevri duygularımızın derinliklerine çok az nüfuz edebilmemize şaşmamalıyız; özellikle de onlara esir olduğumuz anlarda. Amigdala, korkunç bir öfke ya da korku nöbeti sırasında daha kor- teks ne olduğunu anlayamadan tepki verebilir; çünkü bu ham duygular, düşünceden önce ve bağımsız bir şekilde harekete geçirilir.
No wonder that we can penetrate so little into the depths of our more impulsive emotions, especially in those moments when we are captive to them.
The amygdala can react in a terrible fit of anger or fear before we realise what is happening, because these raw emotions are activated before and independently of thought.