"Öyle bir zaman olacak ki; adalet reddedilecek ve masumiyetten nefret edilecek, lanetlenmişler iyilere saldıracak, (..) kadınlara ve çocuklara merhamet etmeyecek; doğa ve tanrı yasalarına karşın her şey birbirine karışacak, iç içe geçecek."
Zaman birimi olarak güneş yılının kabul edilmesi Mısır kaynaklıdır. Diğer tarihsel kültürlerin çoğunluğunda -ve belli bir döneme kadar Mısır'da- yıl, aynı zamanda hem güneş hem ay takvimine dayalı, 360 günlük (yani, her biri 30 gün ol,art 12 aylık) ve beş artık günün eklendiği bir yıldı.
Merkez'in mimari simgeselliği şu şekilde formüle edilebilir:
1. Kutsal dağ -burada yer ve gök birleşir- dünyanın merkezindedir.
2. Her tapınak ve saray -ve bunun sonucunda her kutsal kent ve kraliyet merkezi- bir Kutsal Dağ'dır, dolayısıyla Merkez'dir.
3. Kutsal kent ya da tapınak axis mundi olduğundan gök, yer ve yeraltının karşılaşma noktası olarak görülür.
''Hegel, Alman Devleti üzerine incelemesinde şeylerin oldukları biçimiyle zorunlu olduklarını, yani keyfi ve rastlantı sonucu olmadıklarını kabul ettiğimizde böyle olmaları gerektiğini de kabul edeceğimizi yazıyordu.''
''Özetle diyebiliriz ki arkaik dünya, dindışı eylem diye bir şey bilmez; belirli bir anlamı olan her eylem (avlanma, balıkçılık, tarım; oyunlar, çatışmalar, cinsellik), şu veya bu şekilde kutsal olana katılmaktadır.''
Özetle diyebiliriz ki arkaik dünya "dindışı" eylem diye bir şey bilmez; belirli bir anlamı olan her eylem -avlanma, balıkçılık, tarım; oyunlar, çatışmalar, cinsellik-, şu veya bu şekilde kutsal olana katılmaktadır.
Genelde, acının "norm"dan sapmanın bir sonucu olarak görüldüğü söylenebilir. Bu normun kavimden kavime, medeniyetten medeniyete değiştiğini söylemeye bile gerek yok. Ancak, bizler için önemli olan nokta şu ki hiç bir yerde -arkaik medeniyetlerin çerçevesi içinde- acı ve ıstırap "körü körüne" ve anlamsız bir şey olarak görülmez.
Platon kendi zamanında bile, ve Kalde astrolojisinin bazı şemalarını kabul etmesine rağmen astrolojik kaderciliğe kapılanları veya terimin katı (Stoacı) anlamında ebedi tekerrüre inananları hicvediyordu (örneğin bkz. Devlet, VIII, 546 ve devamı).
Şimdilik, kozmik mitosun sadece evlilik için değil, bütünlüğün restorasyonunu amaçlayan her türden tören için örnek model olduğunu belirtelim; Dünyanın Yaratılışı mitosunun sağaltım, doğarganlık, doğum, tarımsal etkinlikler, vb. ile bağlantılı olarak tekrarlanmasının nedeni budur.