Ebu Müslim

İrene Melikoff

Ebu Müslim Posts

You can find Ebu Müslim books, Ebu Müslim quotes and quotes, Ebu Müslim authors, Ebu Müslim reviews and reviews on 1000Kitap.
189 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 63 days
Melikoff’un diğer eserlerinde olduğu gibi yine Anadolu ve doğusunun tarihinde yer alan ve Abbasi’lere destek olarak Mervan’ı tahttan indiren Ebu Müslim i anlatan bir eser ekseninde Anadolu’nun erken dönem İslamlaşmasına bir ışık tutmaktadır. Eser öncelikle Ebu Müslim konusunda açıklayıcı ve önemli makaleler ile başlıyor. Sonrasında Ebu Müslim destanının son derece sade bir hali ile nihayetleniyor. Melikoff seviyorsanız ve bu dönem tarihine meraklıysanız okumanızı öneririm
Ebu Müslim
Ebu Müslimİrene Melikoff · Elips Kitapları · 201214 okunma
Vilayet" sözcüğünün mistik anlamı “ İnsanın kendini Maddeden ayırabilmesi için egemen güce ve yetkiye sahip olması" olarak belirtilmektedir. Bu da sonunda "mükemmel insan"a ve “kutsal hakikat ile birleşme'ye ulaşmak için katedilmesi gereken yolun" bir merhalesini oluşturmaktadır. Bu durumda “vilayet” sözcüğü “veli” veya “kutsal aziz” sıfatlarını içermektedir. Şah-ı Vilayet aynı zamanda Ali'ye yakıştırılan sıfatlardan biridir.
Reklam
Eser insancıl, ırklar üstü, hatta inançlar arası bir karakter taşımaktadır
Nereye gizleneceğini bilemeyen Ebu Müslim, Merv’in çölleşmiş sokaklarında bir oraya bir buraya gidip gelir. Karşıdan Yahudi bir kadının geldiğini görür, ondan bir gece için sığınabileceği bir yer ister. Kadın, onu görkemli bir eve götürür ve ona adıyla hitap ederek yiyecek, içecek ikram eder. Şaşıran Ebu Müslim, kadına kim olduğunu sorar. “Bu ev Yahudi Mahyar’ın evidir.” der kadın. “Şehrin önde gelenlerinden biridir, Nasr-ı Seyyar’ın ona büyük saygısı vardır. Zaten, şu anda onun yanında. Dün gece rüyamda peygamber efendiyi gördüm ve bana sizi saklamamı emretti.” diye devam eder. Ebu Müslim, ondan kendini birkaç gün saklamasını ister. “Efendi, biliyorsun ki ben Yahudi’yim, sen ise Müslüman’sın.” der kadın. “Ne önemi var ki?” diye cevap verir Ebu Müslim ve devam eder: “Asıl olan, insanoğlunun soyluluğudur. Yahudi veya Müslüman olabilirsin ama aynı zamanda iyilik de yapabilirsin.”
Helva yapımı loncalarda geleneksel bir töre olarak kabul edilir. Fütüvvetname geleneğine göre, Adem, Başmelek Cebrail tarafından, taze hurmalar ile yapılan ilk helvayı yiyendir; daha sonra peygamber, Ali için helva hazırlamış. Ali, Selman-ı Pak'a vermiş ve nihayet o da Hasan ve Hüseyin'e vermiştir. Bu gelenek çok yakın zamana kadar İstanbul'da ve Türkiye'nin çeşitli yörelerinde korunmuştur; helva hazırlandıktan sonra, daha yenmek üzere sunmadan önce loncaların piri. Pir Selman-ı Pak için dualar okunurdu.
Orijinal el yazması metinde “türk" sözcüğü, “Hödük, kaba saba, köylü" anlamında kullanılmıştır; köylü anlamını içeren Farsça “rüstay" sözcüğünün eş anlamlısıdır. Belirttiğimiz anlamları içeren “türk" sözcüğünün, “kentli, eğitimli ve Farsça konuşan" insanları ayırt etmek amacıyla “göçebe, taşralı ve Türkçe konuşan” insanlar için kullanılması özellikle Selçuklular Döneminde son derece yaygındır. Fuat Köprülü, Sultan Veled döneminde “Türk'' sözcüğünün, “din sapkını asi" anlamına kullanılan “ harici" sözcüğü ile eş anlamlı olarak kullanıldığının altını çizmektedir; bu sözcük aynı zamanda, “ İran kültürünün etkisi altında kalmış kültürlü Türk" anlamına gelen “Rumi" sözcüğünün tezatı olarak da kullanılmıştır;
Elde ettiği başarının karşılığını da halifenin elde edilen ganimetlerin envanterini çıkarması için gönderdiği görevlinin gelişi ile alır. “Kan dökmek için iyiydim!” diye bağırır, uğradığı hakaret karşısında Ebu Müslim, “Ama iş ganimeti muhafaza etmeye gelince zan altındayım.”
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.