Sosyoloji Seminerleri 1

Edebiyat ve Sosyoloji

Kolektif

Featured Edebiyat ve Sosyoloji Posts

You can find Featured Edebiyat ve Sosyoloji books, featured Edebiyat ve Sosyoloji quotes and quotes, featured Edebiyat ve Sosyoloji authors, featured Edebiyat ve Sosyoloji reviews and reviews on 1000Kitap.
Okuduklarımız zihnimizde bir yapıtaşına dönüşüyor, bir alaşıma karışıyor. Her öğrendiğimiz şey aslında bizi yetiştiriyor.
Sayfa 120 - Alfa Yayınları - Ayfer TunçKitabı okudu
Türkiye'de feminizm tartışmalarında da önemli bir yeri var Attila İlhan'ın. Bizim yeni dönem kadın sosyologlardan daha önemli bir yeri var. Attila İlhan 1975 yılında, bu konular Türkiye'de gündeme girmediği zaman, Aleksandra Kollontay'ın Marksizm ve Kadın diye bir metnini çevirdi. O dönemde cinsellik konusu çok daha net bir biçimde bu metinlerle konuşulmaya başlandı. 1980 yılları dolaylarında Cehennem Kraliçesi ve Yalancı Şafak diye Selim İleri'nin kitapları vardı. Attila İlhan'ın da ismi fevkalade güzel ama içi hakikaten yazma cesareti gerektiren Fena Halde Leman kitabı var. O dönemler için bunlar çok itilmiş metinlerdi.
Sayfa 98
Reklam
Bakınca siz kadın edebiyatını az diye görürsünüz, aslında onlar imzasız yere saklanmışlardır. Aynı şekilde, şiirlerini evlendiğinde elleriyle yırtan klasik şaireler de var. Çıkaracağınız sonuç, kadın adına "Kadının dili yok" değil, "Kadının adı yok" olmalı.
Sayfa 64 - Alfa Yayınları - Kayahan ÖzgülKitabı okudu
"Edebiyat dedikleri şu tuhaf kurum" diyor Derrida, "dışına taşma eğilimi gösteren bir kurumdur" ve edebiyat sadece edebiyat olarak görülemez.
Sayfa 110 - Alfa Yayınları - Handan İnciKitabı okudu
Psikiyatrlar bunu beğenmedi.
Batıda postmodernizm var diye bizim de o basamakların hiçbirini yaşamadan postmodern oluvermemiz size de garip görünmüyor mu? Mesela birdenbire postmodern edebiyat diye bir şeyin başlaması... Ya güzel kardeşim, siz hele bir modern olun, bir Ihab Hassan da sizden çıksın da "Ne çok şey kaybetti bu Batı, telafisi gerekiyor" desin. Siz hâlâ görücü usulüne ve komşuluğa inanıyorsunuz, vatan için ölünebileceğini ve evinizdeki yaşlıyı huzurevine yatırmanın ayıp olduğunu düşünüyorsunuz. Zengin semtlerindeki üç-beş tane sosyetik hanıma hizmet verenler hariç, hiçbir psikiyatristin ülkenizde zengin olma ihtimali yok. Çünki sizin hayatınızda psikiyatrinin ve psikiyatristin yeri yok. Çünki siz gidip bir psikiyatriste dertlerinizi anlatacak kadar yalnız kalmış fertlerden oluşan bir batılı toplumun mensubu değilsiniz. Çok mu canınız sıkılıyor? Telefon edip arkadaşınızı çağırıyorsunuz. Çok mu üzgünsünüz? Komşunuzun kapısını çalıyorsunuz. Size bir kahve yapıyor, omzunda ağlıyorsunuz, kimse sizi dertlendiren, "Ah gözü kör olasıca" filan diye onu çekiştiriyorsunuz. Ferahlamış, boşalmış, terapi görmüş bir biçimde evinize gidiyorsunuz. Sizin niye psikiyatra ihtiyacınız olsun ki?
Sayfa 43
isimsiz metinlerin yüzde doksanı kadın ağzından çıkmadır. Kadın, aşkını erkekler gibi bağıra bağıra, haykıra haykıra ifade edemediği için Ali'sine duyduğu aşkı, Veli'sinin kendisini terk etmesini, İstanbul'u mesken tutup giden kocasını, askere gidenini, onlara duyduğu hasreti imzasız olarak ifade eder. Anonim edebiyatın büyük bir kısmını onlar oluşturur. Bakınca siz kadın edebiyatını az diye görürsünüz, aslında onlar imzasız yere saklanmışlardır. Aynı şekilde, şiirlerini evlendiğinde elleriyle yırtan klasik şaireler de var. Çıkaracağınız sonuç, kadın adına "Kadının dili yok" değil, "Kadının adı yok" olmalı.
Sayfa 64
Reklam
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.