Dişimizin Zarı

Edebiyat Yazıları 2

Sezai Karakoç

Updates

See All
SIĞ ve FAKİR...
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
'ın felsefesi, felsefî sistemler içinde
Soren Kierkegaard
Soren Kierkegaard
ve
Martin Heidegger
Martin Heidegger
felsefelerinin yanına konuyorsa da, bu işin literer yanıdır. Aslında Sartre'ın önemi teorik olmaktan çok pratiktir. Yoksa Kierkegaard'ın o konkre ve derin iç yaşayışı ve Heidegger'in o abstreler uçurumunun yanında çok sığ ve fakir kalır Sartre'ınki. Ama aksiyonda, bütün egzistansiyalistleri geçtiyse, Sartre bunu, o felsefeden, çıkardığı ve zamana uygulanabilir metoduna ve onu uygulamadaki başarısına borçludur...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 100, Üç Çağdaş Varoluşçu -Sartre, Camus, Malraux-, Büyük Doğu 1964, Diriliş Yayınları
SARTRE ve CAMUS...
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
ve
Albert Camus
Albert Camus
, bu iki düşünce ve sanat adamı, bu iki arkadaş, bu iki dost ve nihayet bu iki ayrılan adam. Sartre'nin "Bunaltı"sına karşılık, Camus'nün "Yabancı"sı,çağımızı, insanının portresini ve çektiği sıkıntıyı veriyor. Birinin teorik plânda "Varlık ve Hiçlik" adlı eserine karşılık, öbürü "Sisiphe Efsanesi"ni koyuyor. Birinin aksiyoncu yorumu "Başkaldıran İnsan", öbürünün "Materyalizm ve Devrim". Birinin romanı "Veba"ya karşı, öbürünün "Hürriyet Yollarında"sı.
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 97, Üç Çağdaş Varoluşçu -Sartre, Camus, Malraux-, Büyük Doğu 1964, Diriliş Yayınları
Reklam
NECİP FAZIL ve NAZIM HİKMET...
- "Merkez
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
'in şiiri olarak alınmadığı için Cumhuriyet sonrası şiirimizin gerçek yorumu yapılamamıştır. Bir kesim
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
'ı Cumhuriyet dönemi şiirinin açıklanması için bir anahtar şair olarak almak istedi. Oysa,
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
, içerden çıkan değil dışardan gelen, arûzu boyuna soyunup heceyi boyuna giyinmeye çalışan geç kalmış eski ve yabancı bir Âkif gibidir. Sağladığı cezbe ordan gelmekte ve bu cezbenin çarçabuk kayboluşu da buradan gelmektedir..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh89, Necip Fazıl'ın Şiiri III, -Diriliş 1974- Diriliş Yayınları
"MUTLAKÇI" ŞİİR ve DÜZ HAYAT...
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
,
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
ile
Yahya Kemal Beyatlı
Yahya Kemal Beyatlı
arasında gider gelir.
Ahmet Kutsi Tecer
Ahmet Kutsi Tecer
halk şiiri ile
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
arasında. Daha sonra "Mutlakçı" şiir döneminin kırılışı başlar.
Ahmet Muhip Dıranas
Ahmet Muhip Dıranas
, kelimelerin büyülü sanatını kullanarak bu şiirin mumya ve heykel dönemini yaşar.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
, bu şiirin duygu aracılığıyla çocukluk dönemine doğru inişi,
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Fazıl Hüsnü Dağlarca
ise düşünceye doğru düşüşüdür.
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
akımı, işte, bu, merkezi Necip fazıl şiiri olan "Mutlakçı" ekole karşı, düz hayat tarzının başkaldırışıdır..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
sh 89, Necip Fazıl'ın Şiiri III, -Diriliş 1974- Diriliş Yayınları
NECİP FAZIL ve SEMBOLİZM ...
- "
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
'i Batılı anlamda bir sembolist şair saymaya imkân yoktur! Gerçi şiirinde sembolist bir yapı zaman zaman göze çarpmaktadır. Ama, bu, Batı şairinde daha çok bir estetik ve poetik kaygı olduğu hâlde, Necip Fazıl'da hakikati arama ve bulma cehdinde ruhun zaman zaman büründüğü renk ve çok defa da aştığı üslûp vak'ası olmaktan başka bir şey değildir. Sembolizm,
Stephane Mallarme
Stephane Mallarme
'yi müziğe,
Paul Verlaine
Paul Verlaine
'i arzu sislerine, kâinat sembolizmine,
Paul Valery
Paul Valery
'i mücerredin sükûnetine,
Arthur Rimbaud
Arthur Rimbaud
'yu nefsle ruhu ayıran cidarın titreşimlerindeki arı uğultusuna, arı oğulu lirizmine ulaştırmıştır. Necip Fazıldaki sembolizm ise, Bu âlem anlayışının ötesinde, ruh dünyasını tasvir araçlarından ve imkânlarından biridir..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 64-65, Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınları
ZİYA GÖKALP ve HALK...
Ziya Gökalp
Ziya Gökalp
, musikîmizi Bizans'a, şiirimizi Acem'e, düşüncemizi Arab'a mal edip, bizim için bir çıkış yolu arıyor, bunu da sözde halkta buluyordu. Halk musikîsi, halk şiiri gibi. Folklor seviyesinden ileri gidemiyordu. Oysa, Nedim, Nef'î, Bâki, Nâbi, Itrî, Dede efendi halk kişileri değil miydiler? Bu halkın çocukları değil miydiler? Saray bu halkın sarayı değil miydi? Hükümdarlar da bu halkın hükümdarları değil miydi?[...] Güçlü bir kalemi, sistematik bir kafası olmasına rağmen dayandığı aksiyomlar yanlış olduğundan gerçeğin tam tersi bir neticeye varıyordu...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 18-19, Kendini Arayan Şiirimiz III, -Diriliş 1983-, Diriliş yayınları
Reklam
İLK NOKTA SİYAHTI...
- "Her biri bir kurtuluş açıklaması, bir yorum, bir suç ve bir suçlu aramışlar.
André Malraux
André Malraux
suçu kötü şartlara yüklerken,
Albert Camus
Albert Camus
bir nevi kara metafizik determinizmine bağlamış,
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
'sa bütün kabahati insana yüklemiştir. "Varlık, özden önce gelir!", "Cehennem başkalarıdır!", "İnsan kendini seçerken başkasını da seçer!" derken, hep getirip, insanın meselesini, insanda başlayıp biten yapıda bırakıyordu. Sartre insanı ele alıyor, hep ona bakıyor, hem de öylesine bakıyordu ki,, nerdeyse onun dışını inkâr ediyordu; dış dünya, insanın bir marjı gibi oluyordu. Malraux'ysa, insanı hemen çevreleyen, onun üstüne yığılan mânevî (tarihî-sosyolojik) ve maddî (fizikî-iktisadî) şartlara öncelik veriyor. Camus ise, o şartları da çevreleyen, varlığın ufuktaki nebülözü siyah bir çerçeveyi anlatıyordu. hepsinin hareket noktası, kötümserlik değilse bile kötülüktü. Siyah bir çizgi çekmek için, ufku siyaha boyamak için yola çıkmasalar bile, siyahtan yola çıkıyorlardı. İlk nokta siyahtı..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 99, Üç Çağdaş Varoluşçu -Sartre, Camus, Malraux-, Büyük Doğu 1964, Diriliş Yayınları
YENİ GERÇEKÇİ ŞİİR ve ŞAİRLERİ...
- "Bu şiirde, zaman önemini kaybetmiştir, insandır hep bu şiir. İsa ve İncil varsa bu şiirde, mistik veya dinî bir şiir sanmayın. Tam anlamıyla lâik bir şiirdir. Din bir dekor, ya da bir benzetim veyahut bir sonda âletidir. Yaşamayı çekip çıkarmak için bir âlet. Alelâde kadınlar konuşur, ama mutluluğu. Sevişme vardır, aşk yerine daha çok. Tanrı'yı, aşkı, ölümü anlamaz bu şairler; toplumu, kadını, varlığı anlarlar. En pragmatik ispat, dokundurmaktır. Bu şairler insanı şiire dokundurur!
Turgut Uyar
Turgut Uyar
'da şiir bir ağaç gibi büyür, gelişir, bir orman gibi uğuldar. Tüyleri tenimize değdirir .
Cemal Süreya
Cemal Süreya
resimler çizer. Heykel figürleriyle işler. Bir şarkıcı, bir dans şairidir. Yeni şair, hep müşahhasın müşahhasına, plâstike gider. Bir kavanoz, bir ayışığı âlemi kurar.
Turgut Uyar
Turgut Uyar
,
Cemal Süreya
Cemal Süreya
bir behavior (tavır, davranış) şiirini yürütür.
İlhan Berk
İlhan Berk
, tarih öncesinden, ekzotik ve hayâlî bir ülkeden, bazı, toplumdan renkli âlemler getirir.
Ece Ayhan
Ece Ayhan
-ki yeni şiirin Necatigilidir- insanın çarpık ve negatif realitesini olduğu gibi anlatır, kelimeyi bundan dolayı çarpıtır..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 28-29, Dişimizin zarı, Pazar Postası 1957, Diriliş Yayınları
ATTİLA İLHAN ve KARŞI ŞOK...
- "Karşı şok,
Attila İlhan
Attila İlhan
'dır,
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
akımının yüzeyde kalışına, toplumculuğuna ve fikirciliğine karşılık, Attila İlhan duygulu, marazî denecek kadar duygulu, trajik bir hayatı ortaya koymuş, onların toplumculuklarına karşılık, bireyci bir şiir kurmuş, berikilerin hak, eşitlik vs iddiaları cinsinden bir doktrin şiirini gerçekleştirmeyi hep ileri sürmesine rağmen, mizacı gereği, bir kaçışı, büyük şehirden kaçışı, uzak ülkeler hasretini, aşkla melankoliyi çizmiştir. Bir bakıma yeni, bir bakıma servet-i fünûn kadar eski bir şairâneliği dener. 30-40 arası şiiri, bir çeşit mistik şiir olduğundan, cevher gereği, alelâdelikten kaçıyordu. Oysa
Attila İlhan
Attila İlhan
, hayatla ilgili, büyük metafizik gerçeklerle ve değerlerle değil, salt hayatla ilgili bir şairânelik getiriyordu. Bu yüzden bir çeşit sanatta irtica yaptığı ileri sürülüyordu. Fonksiyonunu tamamlar tamamlamaz, biten bu reaksiyon şiirini, her türlü çalışma kurtaramamıştır..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 26-27, Dişimizin zarı, Pazar Postası 1957, Diriliş Yayınları
SAVAŞ ve İNSAN...
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
'ın da,
Albert Camus
Albert Camus
'ün de,
André Malraux
André Malraux
'nun da bütün yaptıkları, sürekli olarak, savaşın, tam ölümün önüne götürüp orada bir uçuruma, daha fenası, dosdoğru üstüne gelen bir çığa baktırdığı insanı çizmek, anlatmak, yaşatmaktır.. Evet, Sartre'ın egzistansiyalizmi, çağa bakmaktır. Camus'ün absürdü, insanın önüne dikilen, çıplak, yalçın, gökdelen bir buzdağıdır. Malraux'nun "insan şartları"ysa tabiatın çelik ağı, sert şartlar. Hepsi aynı canavarı görüyorlar aslında. Biri ona bunalış derken, öbürü absürd diyor. Biri veba derken, öbürü ahtapotun kolları gibi insanı saran şartlarda buluyor onu... Bir diğeri göğün sahrasında, gecenin içinde gözleri yanan bir dev gibi görüyor; ##$##yazarSeolar:i298.$$#$$
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 98-99, Üç Çağdaş Varoluşçu -Sartre, Camus, Malraux-, Büyük Doğu 1964, Diriliş Yayınları
100 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.