Edebiyatta Akımlar

Suut Kemal Yetkin

Edebiyatta Akımlar Quotes

You can find Edebiyatta Akımlar quotes, Edebiyatta Akımlar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Hayale kapılmamak, hakikatten ayrılmamak realizmin temel ilkesidir.
Klasik zevk ortaçağdan ne kadar tiksinmişse, romantik zevk ona o derece gönül vermiştir.
Reklam
George Sand'ın «biz bahtsız bir soydanız; bunun içindir ki kendimizi san'atın yalanlariyle hayattan uzak tutmağa şiddetle muhtacız>> sözünü romantizmin yasası saymak mümkündür.
Sürrealizm
Noktalama işaretleri, içimizdeki akışın mutlak devamına hiç şüphesiz engeldir. Canınızın istedigi kadar devam ediniz. Mırıltının tükenmek hilmiyen karakterine kendinizi veriniz
Natüralist romanlardan yükselen kötümserlik havası, bu romanların dayandıkları materyalizm ve determinizmden gelmektedir. Zola'nın ve arkadaşlarının, zamanlarındaki toplum üzerine açtıkları anketler umutsuzluk vericidir. Onların ne dine, ne hükümete, ne de sosyal organizasyona güvenleri kalmıştır. Her tarafta kötülük, riya, hiyanet, sefalet görmektedirler. İrade özgürlüğünden yoksun olan insanın, maddenin baskısı altında inledigine inanmaktadırlar.
Tolstoy, Savaş ve Barış'ta tam olarak bunu yapıyor
Demek ki realizm, aynı alışkanlıkları, aynı görüşleri taşıyan, aynı yaşama gereklerine uyan insanların ortak ruhunu tasvire önem veriyor. İşte realizm'de gözlemin üzerinde durduğu özellik budur. Realist bir romancı savaşı konu olarak alsaydı, kahraman olarak bir küçük subayı veya eri, Napoleon çapında bir generale elbette tercih ederdi. Bundan şüphe edilmesin. Napoleon olağanüstü kişiliğinin gücüyle, mensup oldugu sınıf içinde merkezinden uzak olan bir kainattır. İhtiras örneği olan bu komutan, karakterleri inceleyen romancı için nasıl paha biçilmez bir kişi ise, töreleri inceleyen romancı için de üzerinde durulmaya değmez bir insandır, ve bu romancı çağdaşlariyle hiç bir yakınlıgı olmayan böyle bir kişiyi tasvire hiç de lüzum görmez. Realistlerin silik kişilere gösterdikleri açık eğilimin sebebi budur.
Reklam
Klassisizm için bireysel yönlerin önemi yoktu. Önemi olan genelliklerdi. Romantizm ise soyutun yerine somutu, genelin yerine özeli koyar; klassisisizm gibi, sahnede tipleri degil, fertleri gösterir.
"Klasik doktrin, edebiyatın insan tabiatını aşağı yönleriyle göstermesini yasaklar. Çünkü bu yönler, insanda olduğu gibi hayvanlarda da vardır, ve insanı insan yapan onlar değildir. Aksine, biz onlar olsun olmasın insanız ve insanlığımızın duyularımızdan gelmediği bir gerçektir; bizi insana yalan onlar üzerindeki etkimizdir. Hayvan, içgüdülerinin esiridir; insan ise onların üstesinden gelmektedir."
Realizmde tasvir
Dikkatli bir kimse için bizi çevreleyen eşyaya ve onların tertip tarzına bakarak karakterlerimizi ve alışkanlıklarımızı okumak güç bir şey degildir. Demek oluyor ki dış ve iç realite bir ve aynı şeydir ... İşte bu bakımdan incelenirse realist romanlarda görülen sonu gelmez tasvirlerin ehemmiyeti anlaşılır. Bu tasvirlerledir ki idrakimiz, sebepten neticeye kaymak suretiyle şahısların ruhuna kolaylıkla nüfuz eder. Gustave Flaubert'in Yonville l'Abbaye'yi, Nomandiya'nm bu küçük kasabasını bütün ayrıntılariyle tasvir etmesi bize Madame Bovary'nın orada ölesiye sıkılacagını göstermek içindir. Madame Bovary, ömürünü tüketen çevresini unutup hayal içinde macera iklimlerine sığındığı zaman, bu hülya sarhoşluklarının Emma'nın ruhi sefaletine ve sukutuna sebep oldugunu kabul etmekte bir an tereddüt göstermiyoruz.
Yalnız bir gözle hayata bakan insanlara acırız, fakat böyle bir insanın bizim iki gözümüz olduğu için kendisinin bir haksızlığa kurban gittiğini söylemesini kabul edemeyiz.
Sayfa 18
Reklam
"Yalnız rüya, insana özgürlüğünü istediği gibi kullanmak hakkını verir. Rüya ile ölüm artık karanlık anlamını kaybediyor ve hayatın anlamı başkalaşıyor... Daha şimdiden otomatlar çoğalıyor ve rüyaya dalıyorlar: kahvelerde derhal kağıt kalem istiyorlar; masa mermerlerinin damarları zamandan kaçışlarının grafikleridir... "
... demek ki kendimizde değişmeyen, daima aynı kalan bir akıl var.
Sayfa 25
“…biz bahtsız bir soydanız; bunun içindir ki kendimizi sanatın yalanlarıyla hayattan uzak tutmaya şiddetle muhtacız.” (George Sand)
Sayfa 40 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Namus endişesiyle yasaklı eğilimleri boğan, kendilerini ve kendilerini sevenleri mutsuzlaştıran, ıstırabı aşağılaşmaya üstün sayan böyle kişiler hayatta her zaman görülür.
Sayfa 24
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.