Polonya kökenli yazarın yazdığı eser İstanbul ve Çanakkale civarına yaptığı gezisinin, yolda yaşadıklarının notlarını tutmasıyla oluşmuş. Oldukça detaylı ve bana göre objektif olmaya gayret ederek verdiği bilgilerde bariz bir Yunan/ Helen sempatizanlığı mevcut. ( Sürekli bir eşleştirme gayreti içinde)
İçerik kısmını detaylandırırsak:
İstanbul’a ulaştığında afyon tiryakileri, hamam kültürü, park gezintilerinde kadın- erkek klikleşmeleri, salgınlarda Türklerin tavrı gibi birçok enteresan konuda gözlem ve tespitleri bulunuyor. Antik eserlere gereken önemin verilmeyişi, dinin katı kuralları, kadınların geri planda bırakılışı, rüşvet ve görevi kötüye kullanmaya dair olumsuz eleştiriler yönelten yazar bir yandan da misafirperverlik, çabuk kavrama, vatan sevgisi ve aile birliğine verilen önemi de Türkler adına olumlu olarak eleştirmiş. Her gözlem sonrası verilen kanıtlayıcı tarihsel bilgiler ve başarılı gravürlerle düşüncelerini destekleyen Raczynski, eserin sonunda katı dini hükümlerle yaşayan nüfusun Galata’da Ermeni ve Rum kökenli eşcinsel erkeklerle münasebetlerini, memurların açgözlü davranışlarını, Avrat pazarında satılan kadınları da yazarak normlarla pratikte eşleşmeyen toplum davranışlarını da çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Netice itibariyle toparlarsak; Raczynski’nin belli bir kültür ve inanç dairesi içinde yetiştiğini gözardı etmeden eseri okursak mümkün mertebe yazılarında/ notlarında objektif kalmaya çalıştığını da görürüz diye düşünüyorum.
Kendi adıma okumaktan keyif aldığım, yeni bilgiler edindiğim bir kitap oldu. Sizlere de tavsiye ederim.