Köy Enstitüsü mezunu Fakir Baykurt'un Anadolu'daki fakir bir köydeki öğretmenliği sırasında gözlemlerinden oluşturduğu öykülerden oluşuyor kitap. 1950'li yılların şartlarında köylüleri, yaşantılarını, düşünce yapılarını anlatıyor. Üstten bakan, didaktik bir üsluptan ziyade sevecen bir üslup var, anlıyorsunuz ki yazar köylü sınıfını içtenlikle seviyor, iyiliği için çırpınıyor. Üzücü olanı aradan geçen altmış küsür yıl bu sınıfa hiçbir bilinç katamadığı gibi daha da zihinsel bir balçığa gömülmüş durumda olmaları.