“Renkleri göz alan bir kuş idin de kurduğum tuzaklara doğru hiç uçmadın. Gönül gemisini bela fırtınalarıyla dolu deryalara saldım da bir kerecik yolculuk yapmadın. Canım şeker isteyip dururken kader yıllar yılı perhiz verdi de sen bir kez tatlılık eylemedin. Gözüm temaşa istedikçe sen kendini gizledin de gönül sıkıntılar çekti, dönüp bakmadın. Güneş senin yüzünü sakladıkça, gençliğim karanlığa battı; gündüzsüz gecelerde takatlarım kesildi, bilmedin.”
"Artık Alkala benim için her gün yeni bir umutla beklemenin adıydı. Onunla birlikte bazen bir gemiyi, bazen bir yolculuğu, bazen bir özgürlüğü ama her zaman bir umudu beklemeye başlamıştım."