Bazen onu rüyamda görüyordum. Rüyalarımda onunla gerçek hayatta hiç yapmadığımız şeyler yapıyorduk, parklarda yürüyüp el ele tutuşup kitapçıları geziyorduk.
Artülke'nin kapıları kapanmış, o dünya sönüp gitmişti. Artık içimde buz yoktu. Dokumacı'nın dünyası Finch'i de serbest bırakmıştı. Geceleri, uyuyamadığımda onun yıldızlı uzaylar ve tozlu kapılardan geçip kahve çekirdekleri gibi elekten geçirebileceği tuhaf evrenlere seyahat ettiğini hayal ediyorum.
"Finch... O da sizinle döndü mü?" Janet'ın yüzü yumuşadı. " Dönmedi. O çocuğun keşfedeceği başka dünyalar var. Hepimiz doğru dünyaya doğmuyoruz, değil mı?