İnsan yaşadığı ve olumsuz olarak nitelediği ortam içinde kendini kötü hisseder.Evet, kötü hisseder. Çoğu insan bu kötü hissin kendi algılarından ve birikmiş duygularından yani kendi içsel durumundan kaynaklandığının bilincinde değildir.Sanki kötü hissi yaratan çevredir.Bu nedenle mücadelesi çevreyle olur.Yaşam koşullarını değiştirmek için çabalar.Birlikte olduğu insanları değiştirmek için çabalar.Ama çoğu zaman gücü sınırlıdır ve beklediği değişikleri yapamaz.Yapamadıkça kötü hissetme derecesi içsel çatışması azalacağına artar.Bu durumda ya çabalamayı bırakıp kaderine razı olur ya da inatla azgın akan bir nehre karşı mücadele veriyormuş hissini yaşayarak çabalamaya devam eder.
Her türlü fiziksell, duygusal yada davranışsal sorunun ardında esas etken olarak bedendeki bosalmamis duygu yada duygular bulunur. Bu duygularin bosaltilmasi sorunu ortadan kaldırır.
“ Affetmek için kimsenin pişman olmasını beklemek zorunda değiliz. Bizden af ya da özür dilemesini, minnet duymasını beklemek zorunda değiliz. Acı çekmesini görmek ya da bilmek zorunda değiliz. Kendi yararımız için affetmeye ihtiyacımız vardır. Af huzuru getirir...”
“ Bir mucize olmasını ya da birinin beni kurtarmasını beklemek, ben güçsüzüm acizim çaresizim demektir. Kendi gücümü ve sorumluluklarımı elime almadan değişim olmayacağını anlamayı seçiyorum. Kendine acıyan bir insanın değişemeyeceğini kabul ediyorum. Bu nedenle kendime acımaya son veriyorum. Mucizelerin, ben kendi değişim sorumluluğumu ve gücümü elime aldığım zaman gerçekleşeceğini biliyorum. Gerçek kurtarıcının benim içimde olduğunu biliyorum. Dışarıdan bir mucize ve kurtarıcı beklemeye son veriyorum. Değişim için yardım isteyebilirim. Ama bu yardım isteğimin, benim içimdeki gücü harekete geçirebilmem için, bir rehberlik hizmeti olabileceğini anlamayı seçiyorum. Kendimi kurtaracak ve mucizeleri gerçekleştirecek olan “BENİM”. Birikmiş duygularımı fark ettikçe ve onları boşalttıkça, yaşam gücümü geri alacağımı biliyorum. İyileştirici gücün ve kaynakların benim içimde olduğunu biliyorum. Şimdiye kadar içimdeki gücü bastırmama neden olan engelleri fark ediyorum ve kaldırmayı seçiyorum.”
“Gerçek değişimler, biz kendimizi gerçekten her şeyimizle kabul ettikten sonra, bir anlamda kendimize insan olma hakkını verdikten sonra başlar. Kendini kabul etmek demek, yanlışını da kabul etmek ve yanlışını değiştirmemek anlamına gelmez. Kendini kabul etmek demek; her şeye rağmen bir bütün olarak, kendini sevmek ve değişimi istemektir, değişimi hak ettiğini bilmektir. Her kim olursak olalım, her ne yapmış olursak olalım, değişim hakkını kendimize vermektir.”