Tolstoy'un eğitim görüşlerine yer veren harika bir kitap. Öğrenmeye ilgi duyanlara hizmet veren yüksek kaliteli kamu kuruluşları ile ilgili Tolstoy'un tasavvuru, bugün bile hala yerindedir. Bu tasavvurun bir bölümünü, Tolstoy'un sosyal eşitsizliğin kalıcılaşmasında rol oynayan değil, insanlarla ilgili olan soruları temel alan bir eğitim sistemine duyduğu arzusu oluşturmaktaydı. Eğitim, içsel değerinden dolayı ve ideolojik bir dayatma olarak değil de bir kamu hakkı olarak bütün sosyal sınıflardaki insanlara uzanmalıdır. Yeni bilgi paylaşma araçları ve daha esnek çalışma yöntemlerine duyulan istek sürekli eğitim imkânlarını ve diğer bireysel çalışma yöntemlerini kökten değiştirdiği için bu tasavvurun, dijital çağda daha kolay gerçekleştirilmesi mümkündür.
Beyin yıkama ve zorlama ile ilgili endişe, Tolstoy'un temel kaygılarından biridir, aynı zamanda hâlâ eğitimcilerle de ilgilidir. Modern gelişim kavramı ile ilgili eleştirisi ve teknolojik gelişmelerin mutlaka refahın geliştirilmesine değil de genellikle sınıf ortamı da dâhil olmak üzere yeni kölelik biçimlerine yol açtığı iddiası bugün, önceki yıllarda olduğundan daha az garip görülebilir. Son yüzyılda, kendisininki de dâhil bazı ülkeler, özellikle beyin yıkayan eğitim sistemleri tesis etti ve eğitimde beyin yıkayıcı etkilerinin devlet eğitim sistemleri içinde ve dışında olma ihtimali hep vardır.
Bir öğretmenin okuyacağı kitapların başında gelmelidir bu kitap. Nitekim MEB'in öğretmenlere önerdiği kitaplar içinde yer almakta. Okurken zevk aldığım ve mesleki hayatıma çok şey katacağına inandığım bir kitap.
