Hz.Ali (kv) Kâbe'de doğan ilk ve tek kişidir.Rivayete göre annesi Fatıma (r. anhâ) doğumu yaklaştığı bir zamanda Kâbe'ye gitti.Doğum sancılarının verdiği ıstıraplardan dolayı Kâbe'den çıkamadı ve çocuğunu Kâbe'de doğurdu.
Ehl-i beyt’in hiçbirinde baş olma sevdası, riyaset sevgisi,saltanat muhabbeti yoktu.
Onların tek bir derdi olmuştu.
Hakk’a kulluk, halka hizmet...
Çünkü onlar insanlığa acımakta, onlara karşı şefkat etmekte dedelerini örnek almışlardı.
" Resûlullah [ s. a. v ] ona,
- Ey Ali! Sen benim katımda, Harun'un , Musa'nın katındaki derecesindesin. Ne var ki benden sonra nebi ve resûl yoktur, dedi. "
Sayfa 19 - Semerkand Yayınları, 6. Baskı, Nisan 2011Kitabı okudu
" Sıkıntıda olan bir kimse beni vesile edip Allah'a yalvarsa derhal sıkıntısı gider. Şiddet anında her kim benim ismimi ansa derhal rahata kavuşur. Her kim Abdulkadir-i Geylani'nin yüzü suyu hürmetine diyerek, Allah'tan dilek'te bulunursa derhal işi görülür."
Abdulkadir Geylani (k.s.)
" Bütün evliyalık yollarından geçirildim. Fakat fakirlik, başkaları gözünde hakir olmak ve hastalık gibi Allah Teâlâ'ya yakın ve uygun yol göremedim."
Ahmet Er-Rifai (k.s.)
"İlminin fazla, amelinin çok olması ile gurura kapılan kimse, marifet sahibi değildir. Çünkü şeytan da pek fazla bilgiye sahipti. Mantık yürütmek suretiyle, ateşin topraktan daha hayırlı olduğunu iddia etti. Halbuki meleklere hocalık yapıyordu. Sonunda kendi nefsinin üstün olduğunu iddia etti, kibirlendi. Böylece Allah Teala'nın gazabına uğradı ve lanete müstahak oldu. Ebedi olarak rahmet dergahından kovuldu."
Ahmet Er-Rifai (k.s.)
" Bir kimse, rızkı azaldığı zaman çok tövbe ve istiğfar etsin! Zira Allah Teala Nuh suresinde tövbe ve istiğfar edenlerin günahlarını bağışlayacağını ve rızıklarını arttıracağını vaat ediyor."
Cafer-i Sadık (rah)