Ekoloji Kitabı

Tony Juniper

Ekoloji Kitabı Sözleri ve Alıntıları

Ekoloji Kitabı sözleri ve alıntılarını, Ekoloji Kitabı kitap alıntılarını, Ekoloji Kitabı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kardeş öldürme ve mavi ayaklı sümsükkuşu
Mavi ayaklı sümsükkuşları, Pasifik okyanusunun yerli deniz kuşlarıdır. Besinlerini okyanustan alırlar ama üremek için kıyıdaki kayalıklara gelirler. Dişi, kabaca beş gün arayla iki yumurta yapar; böylece ikinci civciv yumurtadan çıktığı sırada birincisi epeyce büyümüş olur. Besin bol olduğunda ebeveynler ikisini de yuvadan uçana (tüylenene) kadar beslemeye yetecek besini bulabilir. Ne var ki besin kıt olduğunda büyük civciv küçük kardeşini gagalayarak öldürür. Ardından büyük civciv daha fazla besin alabilir ve tüylenmesi daha fazla olasıdır. Besin kıtken küçük kardeşini öldürmese her iki civciv de aç kalabilir. Yalnızca besinin bulunabilirliğine dayanan bu davranışa "istemli kardeş öldürme" denir. Maskeli sümsükkuşları ise, aksine, "zorunlu kardeş öldürme"yi uygular. Yumurtadan ilk çıkan civciv, ne kadar çok besin bulunursa bulunsun, neredeyse her zaman erkek ya da dişi kardeşini öldürür.
Sayfa 115 - Alfa YayınlarıKitabı okuyor
İşleyen Evrim Örneği
Biberli güveler, daha kısa bir zaman dilimindeki değişimi ortaya koyuyor. Güveler genellikle soluk renklidir; bu, huş ağacı kabukları arasında kamuflaj sağlar ama bir mutasyon bazı siyah güveler üretir. 19. yüzyıldan önce biberli güvelerin çok büyük çoğunluğu soluk renkliydi. Ne var ki, Sanayi Devrimi sırasında (1760-1840) dumanlı hava İngiliz kentlerinin ağaçları ve binaları üzerinde is birikintileri bıraktı ve siyah form daha yaygınlaşmaya başladı. 1895'te İngiltere kentlerindeki biberli güvelerin yüzde 95'i siyahtı; renkleri kamuflaj sağlamadığı için soluk renkli güveler kuşlar tarafından yenilmişti. İngiltere kentlerinde is yoğunluğunun azalmasıyla birlikte soluk renkli güveler tekrar yaygınlaştığı için, bu fenomen, bugün Darwin'in teorisinin eylem halinde bir örneği işlevi görmeye devam ediyor.
Sayfa 31 - Alfa YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Yeryüzündeki tüm yaşamın ataları çok basit organizmalardı. Son bilimsel araştırmalar -erken yaşamın formlarından oluşan- en eski biyojenik kayaçların yaklaşık dört milyar yıl önceye dayandığını gösteriyor. Bu süre içinde oldukça karışık yaşam formları evrimleşti ve bugünkü türlere daha çok benzeyen türlerin daha sonraki fosilleri olup bitenleri açığa vurmaktadır. Örneğin fosil bir kalıntı, atın atalarını 60 milyon yıl geriye götürüyor. Bu ataların en eskisi, her ayağında birden çok parmağı olan ve ormanda yaşayan köpek büyüklüğünde bir hayvandı. Evrim, yırtıcılardan daha hızlı koşmak zorunda oldukları açık çayırlarda yaşama uyarlanmış, her bir ayağında tek bir toynağı olan çok daha büyük atlar üretti.
Sayfa 30 - Alfa YayınlarıKitabı okuyor
Çevre Etiği
"Bir şey, biyotik topluluğun bütünlüğünü, istikrarını ve güzelliğini koruma eğiliminde olduğu zaman doğrudur. Tersi eğilimde olunca yanlıştır." - Aldo Leopold (1887-1948)
Sayfa 306 - Alfa Yayınları
Aşırı Koşullara Adaptasyonlar
Schimper kurak çevrelerin zorlu koşullarıyla bitkilerin nasıl başa çıktığını da inceledi. Sıcak kuru yerlerde yetişen bitkilerin "su geçişini düzenlemek için değişik düzenekler" geliştirdiklerini buldu. Bunu göstermek için sert yapraklı, boğum araları (sap boyunca yapraklar arasındaki mesafe) kısa ve yaprak yönü doğrudan Güneş ışığına paralel ya da eğimli bir bitki tipini seçti. Bu bitki tipi dünyanın çeşitli bölgelerinde, suyun kıt olduğu kurak koşullarda yetişiyordu. Schimper'in bu bitkilere verdiği ad -Yunanca skleros (sert) ve fullon (yaprak) sözcüklerinden türettiği sklerofil (sert-yapraklı)- bugün hala kullanılmaktadır. Epifitler diğer bitkilerin yüzeyinde yetişen, nemi ve besin öğelerini havadan ya da yağmurdan alan bitkiler de Schimper'i büyüledi. Güney ABD'de ve Karayip adalarında yetişen İspanyol yosunu gibi epifitleri ve Güney Amerika, Güney Asya ve Güneydoğu Asya'da benzer türleri gözlemledi. Sıcak ısılarla ve yıl boyu nemle bağlantılı olduklarını vurguladı.
Sayfa 169 - Alfa YayınlarıKitabı okuyor
Birlikte Evrim
Hizmet ve kaynak sağlayıcılar arasındaki ilişkiler milyonlarca yıl içinde ve "birlikte evrim" -birbirlerini karşılıklı olarak etkileyen iki ya da daha fazla türün evrimi- denilen bir süreçte gelişti. Birlikte evrim terimini Amerikalı biyologlar Paul Ehrlich ve Peter Raven 1964'te türetti ama bu sözcük var olmadan yüzyıl önce doğabilimci Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace, özellikle orkidelerle ilgili gözlemlerinde, kavramın farkındaydı. Diğer birçok çiçekli bitki gibi orkideler de polenlenmek için böceklere güvenir. Bazılarının, içinde nektar ve polen tutmak için olağanüstü yapıları vardır. Bitkiler böcek polenleyicileri ayartmak için onlara enerji veren nektar içmeyi teklif eder. Bu durum 1862'de Madagaskar orkidesinin bir örneği verilen Darwin'i büyüledi. Çiçek, nektarını yaklaşık 30 cm uzunluğunda içi boş bir mahmuzda saklar. Darwin ve Wallace ancak büyük bir güvenin nektara uzanabilecek kadar uzun bir hortumu olabileceğini düşündü. Orkidenin mahmuzu daha kısa olsaydı bir güve polen toplamadan nektar içebilir ve dolayısıyla çiçeği polenleyemezdi. Mahmuz daha uzun olsaydı o zaman da güve ziyaret etmezdi.
Sayfa 59 - Alfa YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
31 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.