Ekonomik Psikoloji

Gabriel De Tarde

Ekonomik Psikoloji Gönderileri

Ekonomik Psikoloji kitaplarını, Ekonomik Psikoloji sözleri ve alıntılarını, Ekonomik Psikoloji yazarlarını, Ekonomik Psikoloji yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her zihinler arası hareket, biri diğerini etkileyen, biri diğerini eğiten veya yönlendiren, biri konuşan biri dinleyen, kısacası, karşılıklı veya karşılıksız, biri diğerini özüne dokunmadan zihinsel olarak değiştiren iki canlı varlığın başlangıçta anne ve çocuğun ilişkisine dayanır.
Sayfa 8 - Öteki Yayınevi (Birinci Basım)
Eğer zihinsel oluş, eğer beklentilerin ve ihtiyaçların, inançların ve isteklerin sosyal iletimi insanların ekonomik ilişkilerinde sadece sürekli azalan bir rol oynuyorsa, anlıyorum ki bu düşünce ekonomist tarafından hep ihmal edilmiştir. Fakat bu önemli değildir. Özellikle inançlar borsa değerleri listelerinde yabanıl insanların değiş tokuşlarındaki kadar baskın, kesin ve aynı zamanda değişken bir unsurdurlar. Vahşi insanlar özellikle batıl, boş düşüncelere itaat ederler, putlara veya denizcilerin getirdiği ve uğur getirdiğine inandıkları anlamsız eşyalara büyük bir değer atfederek; fakat borsadaki spekülatörler de basının yalanlarıyla, sansasyonel haberlerle, kulislerdeki konuşmalarla aynı derecede büyülenmişlerdir hep.
Reklam
Kredi, bir inanç olayından başka ne olabilir? Ve para, bir inanç olayından başka ne olabilir? Bir altın parçasına veya bir banka senedine sahip olan, canının istediği falan meta ile bunu değiştirmeyi sıkı bir şekilde bekleyenin inancından başka ne olabilir? Elinde sahte bir parçadan başka bir şey olmadığında hayal kırıklığına uğrayan bir beklenti? Ve o andan itibaren, paranın ve kredinin durmaksızın büyüdüğünü kanıtlamaz mı?
Eğer sürekli olarak bir şeyler istiyorsak, durmaksızın yenilenen ve küllerinden yeniden doğan bir şey istiyorsak, aynı zamanda sürekli olarak bir şey bekliyoruzdur, bir şeylere güveniyor, bel bağlıyoruzdur sürekli olarak. Bu bekleyişlerin derecesi veya doğası genelde sosyal açıdan olduğu gibi ekonomi açısından isteklerimizin derecesi veya doğası kadar önemlidir. Piyango kazanma ümidimiz oldukça zayıf bir beklentidir, ama bir ay veya bir yıl yaşama isteğimiz çok güçlü bir beklentidir, ve kesine yakın bir inançla gelir kuponlarımıza veya maaşımıza kısa zamanda ulaşmayı bekleriz biz. Her zaman göreli olan güvenliğimiz, oldukça eşitsiz olan ve birbirine benzemeyen bu türden belli sayıda beklentilerden oluşur. Güç olarak arta arta beklentilerimizin hakları doğurduğu bir an gelir.
Özetle, her birimiz, her an, periyodik isteklerin az çok büyük bir çemberinde böyle dönüyor düzenli veya düzensiz periyotlarda ve, her an artarda gelen isteklerin halkasına girmeye yönelen, ve bunu çoğu kez başaran, orada bir alışkanlık yaratma eğiliminde olan kimi fanteziler, kimi sürükleyici tutkular yoluna atılıyor. Öte yandan, belli sayıda bireylerden oluşan her halk, bu bireysel çemberlerin ve bu bireysel parabollerin, bütün halinde düşünüldüğünde gelenek ve moda adını alan bu alışkanlıkların ve fantezilerin birbirine geçişidir. Oysa, eğer mutluluk isteği tek ve temel istek olsaydı, her halkın, her birey gibi, alışkanlıklar veya gelenekler çemberi bir defa çizildiğinde, buraya kilitlendiğini, sonsuza dek buraya kapandığını görürdük. Fakat bunun tersini görüyoruz ki, yeni fantezilerin ve yeni tarzların eklenişiyle, bu çemberin genelde durmaksızın, kendisini deforme ederek, devamlı bir büyüme telaşı içerisinde, sürekli bir tedirginlik içerisinde, genişlemeye yöneliyor. Bu ateşli gelişmeyi açıklayan mutluluk isteği değildir demek ki. Bunun Schopenhauer'in yaşama isteği olduğunu mu söyleyeceğiz?
İhtiyaçların bu hızlı ve ateşli gelişim döneminde kendimiz olarak yaşadığımız, korkunç bir yanılsamadır bunun insanlığın normal durumu olduğuna ve sonsuz bir şekilde devam edeceğine inanmak. İnsan kalbinin, ve yeni isteklerin bu devamlı yayılışına, makinofaktürün ilerlemelerinin her zaman daha bol olan üretimi için durmaksızın büyüyen pazarlar sunması için kendisinden istediği yeni isteklerin bu sürekli yayılışınına artık yetemeyeceği bir an gelecektir zorunlu olarak. İnsan doğasının ihtiyaçları tükenmez değildir, ne de hevesleri, ve er veya geç, her insan, hatta en ihtiraslısı ve hayal gücü en güçlü olanı bile, sadece gücünün değil artık büyümez hale gelmiş olan arzusunun da sınırlarıyla karşılaşır.
Reklam