Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın Tarih Tezleri'ne

El- Cevap

Sinan Meydan

El- Cevap Gönderileri

El- Cevap kitaplarını, El- Cevap sözleri ve alıntılarını, El- Cevap yazarlarını, El- Cevap yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1979 İran İslam Devrimi’ni destekleyen ABD, aynı yıl daha Sovyetler Afganistan’ı işgal etmeden önce Afganistan’da radikal İslamcı Taliban’ın gelişimine bizzat destek olmuştur. Örneğin ABD Başkanı Carter’in Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski, Afganistan’daki İslamcı mücahitleri silahlandırmıştır. Brzezinski, Amerikan silahlarını bizzat kendi elleriyle Usame Bin Ladin’e teslim etmiş, hatta bununla da yetinmeyerek silahların nasıl kullanılacağını Ladin’e bizzat göstermiştir.
Yeşil Kuşak Projesi
Dünya Savaşı’ndan sonraki Soğuk Savaş döneminde ABD, en büyük rakibi Komünist Rusya’ya karşı hep “din” silahını kullanmıştır. ABD, 1945’ten itibaren Sovyet Rusya’yı çevresindeki Müslüman ülkelerle kuşatmak istemiştir. Afganistan, İran ve Türkiye bu bakımdan ABD’nin doğrudan etkisi altındaki İslam ülkeleridir. ABD, bu ülkelerde radikal İslami hareketleri desteklemiş, bu ülkelerde dini referanslı siyasi oluşumların iktidar olması için çaba harcamış ve hatta bu ülkelere yardım ederken de “din şartını” öne sürmüştür. ABD’nin bu “din eksenli”, “İslam merkezli” politikasının bilinen adı “Yeşil Kuşak Projesi”dir.
Reklam
....antropoloji çalışmalarının “ırkçılık” olduğu gibi yüzlerce tarih tezi ortalara saçılmıştı.
14 Mayıs 1970’te kurulan Aydınlar Ocağı’nın üyeleri arasında daha sonra başbakan ve cumhurbaşkanlığı yapacak olan Turgut Özal, TRT Genel Müdürü Nevzat Yalçıntaş ve Türkiye gazetesi yazarı Ahmet Kabaklı önde gelen isimlerdendir.
1950’lerden itibaren Türkiye’nin yeni tarih tezinin adı artık Türk Tarih Tezi değil, Türk İslam Sentezi’dir.
Bu 1949 tarihli eğitim anlaşması girişimini ABD senato üyelerinden Fulbright başlattığından bu tür anlaşmalara “Fulbright Anlaşmaları” denilmiştir.
Reklam
Adalet Bakanlığı, "Dini ve Dinin Kutsal Kavramlarını Siyasete Alet Edenler Hakkında" bir kanun tasarısı hazırlanmıştır. Başbakanlıkça 24 Subat 1925'te Meclis'e verilen kanun tasarısının gerekçesi şudur: "(...) Söylenmesi çok üzücüdür ki, insanlığın, mutluluk ve yükselme kılavuzu olarak Tanrı katından indirilmiş olan kutsal dinler, kötülükler altındaki insanların kutsal haklarını kesin bir kararlılıkla meydana çıkarma aracı olan devrimlerin amansız düşmanı olan kötüler elinde gericilik için kullanıldı. (...) Yüksek esaslarına rağmen İslamryet de uzun yıllar kötü ailelerin elinde, kan dökücü istibdat idarelerinin gerekçesi olarak gösterildi. Kurtuluş Savaşı sırasında memleketten kovulan halifeler, din emri diye, kutsal bağımsızlık savaşı yapanların öldürülmesine fetvalar çıkardılar. Yani devrimlerimizin en zor günlerinde din, düşmanlar yararına kullanıldı. Türk milletinin sosyal ve siyasal olgunluğunu ispatlayan Cumhuriyetimize karşı son günlerde gerici düşünceleri kötüye kullanmak isteyenlerin, yine dinin kutsal buyrukları ile halktan bazılarını kandırmakta oldukları görülmüştür. Tanrı ile vicdan arasında bir birleşme aracı olan dinler, siyaset ve bunun sonucu aşırı istek aracı oldukça kutsal temizliklerinin etkileneceğine şüphe yoktur. Hükümetimiz Tanrı ile vicdan arasında, siyasetin ve siyasal kuruluşların aracılık yetkisi bulunmadığı kanısındadır. İslamiyet de bu görüşü pekiştirir. (...) Bundan böyle dinin ve dinin kutsal kavramlarının bir siyaset ve bunun sonucu aşırı yarar ve istek aracı edilmemesi için hazırlanan kanun ilişikte sunulmuştur."
Sayfa 612Kitabı okudu
Atatürk'ün genç Cumhuriyeti'nin Türkiye'nin diğer bölgeleri gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini kalkındırmak için yaptığı yatırımlar, asırlardır bölge halkını sömüren feodal unsurların; ağaların, şeyhlerin ve şıhların tepkisini çekmiştir. Genç Cumhuriyet'in bu yatırımları devam ederse bölge halkı üzerindeki nüfuzlarını tamamen kaybedeceklerini düşünen bu feodal unsurlar, Türkiye'yi bölup parçalamak isteyen ayrılıkçı unsurlarla anlaşarak genç Cumhuriyet'e başkaldırmışlardır. Genç Cumhuriyet'in “çağdaşlaşmaya" yönelik devrimlerini "dinsizlik" olarak adlandırıp bu yönde propaganda yapan feodal unsurlar, bölgede yapılan yolları, köprüleri, santralleri tahrip ederek karakollara saldırmışlardır. İşte, 1937-1938 Dersim İsyanı böyle bir ortamda patlak vermiştir.
Sayfa 494Kitabı okudu
Atatürk, Diyarbakır, Malatya, Elazığ ve Tunceli gezisinde yanındaki Sabiha Gökçen'e, nasıl bir Doğu hayal ettiğini söyle ifade etmiştir. "İnsan ömrü yapılacak işlerin azameti karşısında çok cüce kalıyor Gökçen... Geçtiğimiz yerlerde fabrikaları görmek istiyorum, ekilmiş tarlalar, düzgün yollar, elektrikle donanmış köyler, küçük, fakat canlı, tertemiz, sağlıklı insanların yaşayabileceği evler, büyük yemyeşil ormanlar görmek istiyorum. Gürbüz çocukların, iyi giyimli çocukların yüzleri sararmamalı, dalakları şiş olmayan çocukların okuduğu okullar görmek istiyorum. İstanbul'da ne medeniyet varsa, Ankara'ya da ne medeniyet getirmeye çalışıyorsak, İzmir'i nasıl mamur kılıyorsak, yurdumuzun her tarafını aynı medeniyete kavuşturalım istiyorum. Ve bunu çok ama çok yapmak istiyorum. Dedim ya, insan ömrü çok büyük işleri başarabilecek kadar uzun değil. Mamur olmalı, Türkiye'nin her bir tarafı müreffeh olmalı... Devletin yapamadığını, millet; milletin yapamadığını devlet yapmalı. Her şeyi yalnız devletten ya da her şeyi yalnız milletten beklemek doğru olmaz. Devlet ve millet ülke sorunlarını göğüslemede daima el ele olmalıdır. Ben yapabildiğim kadarını yapayım, sonra ne olursa olsun, benim kitabımda yok. Geleceği, geleceğin Türkiyesi'ni düşünmek görevim. Bir iş aldık üzerimize, bir savaşın üstesinden geldik, şimdi ekonomik alanda savaş veriyoruz, daha da vereceğiz... Bu heyecanı yaşatmak, bu heyecanım ürünlerini görmek lazım."
Sayfa 493 - Sabiha Gökçen, Atatürk'ün İzinde Bir Ömür Geçti s148Kitabı okudu
AKP döneminde ilköğretim okullarında okutulan 7. sınıf Vatandaşlık Bilgisi kitabının kapağında Amerikan sömürüsü heykelinin fotoğrafına yer verilmiş, diğer ilköğretim kitaplarına da Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafları ile yazıları konulmuştur. Hazırladığı ders kitaplarında Türklüğe, Türk Devrimi'ne ve Atatürk'e savaş açan TÜSİAD, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı yerine 9 Mayıs Gençlik ve Avrupa Günü'nü ön plana çıkarmaya çalışmıştır. İlkokul 4. ve 5. sınıflar Sosyal Bilgiler ders programlarından daha üst sınıflarda okutulan tarihi bilgilerin özeti biçimindeki bilgiler çıkarılmış, 8. sınıf TC İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük kitabından Atatürk'ün 10. Yıl Nutku çıkarılmış, Atatürk'ün evliliği anlatılırken eşi Latife Hanım'ın başı açık fotoğrafı çıkartılıp yerine çarşaflı fotoğrafı konulmuştur. Hatta İnkılâp Tarihi dersinin tamamen kaldırılması istenmiştir. Bu istekler önce ABD temsilcileri ve AB raportörleri, ardından da AKP milletvekillerince gündeme getirilmiştir. Sonuçta TÜSİAD ve Tarih Vakfı tarafından AB desteği ile "alternatif tarih kitapları" hazırlatılmıştır. TTK, Tarih Vakfı ile birlikte "ders kitaplarını ve ders programlarını köklü bir biçimde yenileme" çalışmalarını sürdürmektedir. Bu yenilemenin temel özelliği Atatürk, ulus devlet ve milli kimlik karşıtlığıdır.
618 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.